Masal Sarayı

En güzel çocuk masalları, çocuk hikayeleri, keloğlan masalları ve daha fazlası sitemizde.

Diana ve Ariana Masalı

Evvel zaman içinde, kalbur zaman içinde, uzak bir krallıkta Diana ve Ariana adında iki prenses yaşarmış. Diana, ne kadar çalışkan, yardımsever ve iyi kalpli bir prensesse, Ariana o kadar tembel, umursamaz ve kendi dünyasında yaşayan bir kızmış. Diana krallığındaki halkı sevgiyle kucaklarken, Ariana yalnızca kendi isteklerine göre hareket eder, başkalarını pek umursamazmış.

Bir gün, kral ve kraliçe krallıkta büyük bir balo düzenleyeceklerini duyurmuş. Diana, çok heyecanlıydı çünkü bu fırsatla krallığın halkına daha çok yardımcı olabilecekti. Ancak Ariana balo fikrini pek sevmemiş, çünkü orada yalnızca “güzel” olmanın önemli olduğunu düşünüyormuş. Ariana, hazırlıklara katılmak yerine her zamanki gibi tembellik yapmayı tercih etmiş.

Annesi, Diana ve Ariana’ya bir görev vermiş. “Balo hazırlıkları için size çok önemli bir görev vereceğim. Diana, sen her şeyin düzenini sağla ve halkla ilgilen. Ariana, sen de balo salonunun süslemeleriyle ilgilen,” demiş. Diana hemen işe koyulmuş, her şeyi düzenlemiş, halkla ilgilenmiş ve balo için elinden gelenin en iyisini yapmış. Ariana ise, hiçbir şey yapmak istememiş ve sadece balo salonunun köşesinde oturmuş.

O akşam, balo başlamış. Diana, güzel kalbiyle ışıldarken herkes ona hayran kalmış. Ariana ise, sadece dış görünüşüne güvenerek güzelliğini sergilemeye çalışmış, ama kimse onu gerçekten takdir etmemiş. Diana’nın içindeki güzellik, dışına yansımış ve prensesin her hareketi herkesi etkilemişti.

Ariana, herkesin bakışlarından utanarak balo salonunu terk etmiş.

Diana, Ariana’nın üzgün olduğunu fark etti ve ona doğru gitti. “Ariana, neden üzgünsün?” diye sormuş. Ariana, Diana’ya dönüp, “Çünkü herkes seni seviyor ve takdir ediyor demiş. Diana durumu anlamış ve ona şöyle demiş: “Gerçek güzellik, dış görünüşle değil, kalbinle ilgilidir. Eğer kalbini güzel tutarsan, dışındaki güzellik de onu takip eder.”

O günden sonra, Ariana çok düşündü ve Diana’nın dediği gibi kalbini güzelleştirmeye karar verdi. İyilikler yaptı, hayırlarda bulundu, güler yüzlü bir insan oldu. Bir süre sonra, Ariana’nın yüzü de güzelleşmeye başladı, çünkü içindeki güzellikler dışa yansıyordu. Krallıkta artık her iki prenses de hem dışsal hem de içsel güzellikleriyle seviliyordu.

Bundan sonra, Diana ve Ariana’nın hikayesi, sadece krallıkta değil, çevre krallıklarda da anlatılır olmuş. İki prenses, sadece birbirlerine değil, tüm krallık halkına da güzelliğin kalpten gelen bir şey olduğunu öğretmişler.

Ve masal burada bitmiş. Gökten üç elma düşmüş, biri sana, biri bana, biri de bu masalı dinleyenlerin başına.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to top