
Bir zamanlar bir tarlada büyüyen bir adam vardı. Adam tarlasına çeşitli tohumlar ekerken aralarına az miktarda kenevir tohumları da karıştı. Bu sırada bir kırlangıç, tarlanın yakınındaki ağaçlarda yaşayan küçük kuşları uyardı:
“Bu kenevir tohumları çok tehlikeli! Eğer büyümelerine izin verirsek, insanlardan bizim için ağlar yapılacak. Hemen gidip bu tohumları yok etmeliyiz.”
Ancak küçük kuşlar, kırlangıcın sözlerine kulak asmadı. İçlerinden biri, “Bu tohumlar küçücük, bize bir zararı dokunmaz,” dedi. Bir diğeri ise, “Neden endişelenelim? Bu insanın işine karışmak bize düşmez,” diyerek uyarıyı görmezden geldi.
Günler geçti, tohumlar filizlendi ve kenevir bitkileri hızla büyümeye başladı. Kırlangıç tekrar kuşlara yaklaştı ve bir kez daha uyardı:
“Artık çok geç olmadan bu bitkileri yok etmeliyiz! İnsanlar bu kenevirden ağ yapacak ve bu ağlarla bizi avlayacaklar.”
Ama küçük kuşlar yine aldırış etmedi. Kenevir bitkileri büyümeye devam etti, insanlar bu bitkilerden ağlar yaptı, ve sonunda kuşlar birer birer bu ağlara yakalandı. Ancak uyarıları dikkate alan ve kenevir büyümeden oradan uzaklaşan kırlangıç, özgürce uçmaya devam etti.
Masal, kötü niyetli olayların ya da durumların başlangıçta küçük görünebileceğini, ancak zamanında müdahale edilmezse büyük sorunlara yol açabileceğini anlatır. Erken tedbir almak, zarar görmeden önce harekete geçmek her zaman daha iyidir.
La Fontaine’in bu masalı, hayatın hem bireysel hem toplumsal anlamda önemli derslerinden birini taşıyor.