Küçük Oğuz, her sabah annesinin yanına gelir ve ona gözleri parlayarak “Anne, bugün namazı nasıl kılacağız?” diye sorar. Annesi, sabırla ve sevgiyle ona namazın her adımını öğretirken, Oğuz her defasında daha dikkatli ve istekli bir şekilde öğrenmeye devam eder. Annesi, ona abdest almayı, ellerini doğru şekilde açmayı, rükû yapmayı ve secdeye varmayı tek tek anlatır.
Oğuz, her öğrendiği yeni adımda daha da mutlu olur. Kendi küçük elleriyle annesinin gösterdiği şekilde başını secdeye koyduğunda, kalbi huzurla dolar. “Anne, ben de büyük olacağım ve namazımı düzgünce kılacağım,” der gururla.
Ramazan ayı gelince, Oğuz sabırsızlanır. Annesi, ona teravih namazını kılmayı öğretmeye karar verir. İlk başlarda biraz zorlanır ama annesi her zaman yanındadır, ona adım adım yardımcı olur. Annesi, Oğuz’a nasıl güzel bir şekilde namaz kılacağını gösterirken, Oğuz da annesinin gösterdiği her hareketi dikkatle izler.
Bir akşam, teravih namazını birlikte kılarken, Oğuz neşeyle “Anne, ben de artık teravih kılabiliyorum!” der. Oğuz’un gözlerindeki sevgi ve minnettarlık, annesinin kalbini ısıtır. “Evet, oğlum,” der annesi, “sen şimdi hem namazı hem de sabrı öğreniyorsun. Allah kabul etsin.”
Bir süre sonra, Oğuz’un kalbinde bir arzu doğar. Babasıyla camiye gitmek ve cemaatle birlikte teravih namazı kılmak ister. Annesine heyecanla “Anne, ben artık babamla camiye gitmek istiyorum,” der. Annesi, oğlunun bu isteğini duyduğunda gözleri parlamış, kalbi sevgiyle dolmuştu. “Tabii ki, oğlum. Sen hazır oldun, Allah izin verirse babanla camiye gidersin,” diyerek ona onay verir.
Ramazan akşamlarından birinde, babası Oğuz’u alıp camiye gitmek için hazırlandığında, Oğuz’un içi heyecanla dolmuştu. Annesi, Oğuz’u uğurlarken ona dua etti, “Allah yolunu açık etsin, oğlum. Namazda ve ibadetinde daim ol.”
Babasıyla birlikte camiye giden Oğuz, ilk teravih namazını cemaatle kılmanın heyecanını yaşarken, kalbinde büyük bir huzur hissetti. Babası yanındayken, namazı doğru kılabilmek için her zamankinden daha dikkatli oldu. Her hareketiyle bir adım daha büyüdüğünü, namazını doğru kıldıkça Allah’a daha yakın hissetti.
Oğuz, annesinden öğrendiği güzel ibadetlerle büyürken, artık babasıyla camiye gitmenin huzurunu da yaşıyor, hem aile bağlarını güçlendiriyor hem de ibadeti kalpten yapmanın keyfini çıkarıyordu. Artık, evde öğrendiği her şeyle camide de yerini almış, bir çocuk için en güzel yolculuklardan birine çıkmıştı.