
Bir zamanlar, büyük bir şehirde 25 yaşlarında genç bir kadın şoför varmış. Adı Ayşe’ymiş. Ayşe, şehirdeki çocukları okula taşıyan servis şoförüymüş. Genç yaşta bir şoför olarak, çoğu zaman şoförlük mesleğine erkeklerin daha yatkın olduğu düşünülse de, Ayşe bu mesleği çok severek yapıyormuş. Ayşe’nin servis aracı, sabah saatlerinde şehri neşeyle doldurur, çocuklar ve yetişkinler ona büyük bir ilgi gösterirmiş.
Ayşe, her sabah servisini çalıştırırken, arabasına binen çocukları çok sevinçli görürmüş. Çocuklar, sabahları uykusuz olmalarına rağmen, Ayşe’yi ve onun pozitif enerjisini gördüklerinde hemen uyanmış, mutlu bir şekilde okula gitmeye başlamışlarmış.
Bir sabah, Ayşe, servisine binerken, çocuklardan biri arka koltuktan seslenmiş: “Ayşe Teyze, bugün bize bir masal anlatır mısın?” Ayşe, gülümseyerek, “Tabii ki, ama bu sefer, masalı hep birlikte yapalım, olur mu?” demiş.
Çocuklar merakla gözlerini Ayşe’ye çevirmişler. Ayşe, şehri geçtikçe onlara masalını anlatmaya başlamış:
“Bir zamanlar, büyük bir şehirde, bir kadın şoför yaşarmış. Adı Ayşe’ymiş ve sadece çocukları okula taşımakla kalmaz, aynı zamanda onlara her gün neşeli bir yolculuk yapmalarını sağlarmış. Ayşe’nin servisi, sadece çocuklar için değil, diğer yoldaki insanlar için de büyük bir eğlence kaynağıymış. Çünkü Ayşe, her sabah servis aracını sürerken yüksek sesle şarkılar söyler, çocuklara komik bulmacalar sorarmış.”
Ayşe, şarkı söylerken yol boyunca trafiktekiler de ona bakarmış. İlk başta, diğer sürücüler ve yayalar, genç bir kızın servisini bu kadar neşeyle sürmesini tuhaf bulsalar da, zamanla Ayşe’nin pozitif enerjisi onları da etkilemiş. Trafikteki diğer araçlardaki insanlar, Ayşe’yi gördüklerinde gülümsemeye başlamışlar. Hatta bir gün, bir kamyon şoförü, Ayşe’nin servisinin yanından geçerken ona el sallamış. Ayşe, ona da el sallayarak, neşeli bir şekilde yoluna devam etmiş.
Bir gün, Ayşe’nin servis aracı, büyük bir kavşağa gelmiş. Trafikteki diğer araçlar durmuş, çünkü trafik sıkışmış. Ayşe, araçlarını beklerken çocuklara dönüp, “Hadi, şimdi hep birlikte en sevdiğiniz şarkıyı söyleyelim!” demiş. Çocuklar, “Dönme dolap!” şarkısını söylemeye başlamışlar. Trafikteki diğer araçlardaki sürücüler, bu mutlu anı görünce şaşırmış ama bir yandan da gülümsemeye başlamışlar. Hemen sonra, yanlarındaki araçlardan insanlar, ellerini kaldırıp, Ayşe’yi tebrik etmişler.
Birkaç hafta sonra, Ayşe’nin servis aracı, şehirdeki en neşeli ve pozitif yolculuk yapan servis olarak ün kazanmış. Ayşe’nin yolculukları, sadece çocuklar için değil, şehirdeki herkes için moral kaynağı olmuş. Ayşe ve çocuklar, trafikte birbirlerine selam verir, şarkılar söylerken, geçtikleri her kavşak, bir neşe buluşmasına dönüşürmüş.
Bir sabah, trafiktekiler Ayşe’nin aracını gördüklerinde, ellerini havada sallayarak ona selam vermişler. Çocuklar da, “Ayşe Teyze, sen bizim süper kahramanımızsın!” demişler. Ayşe gülerek, “Siz de benim kahramanlarımsınız!” demiş.
Ve o günden sonra, Ayşe, genç yaşta bir kadın şoför olmanın gururunu yaşarken, trafiktekiler ve çocuklar onu daha çok sevmişler. Ayşe’nin servisi, sadece bir ulaşım aracı değil, şehirdeki en eğlenceli, en mutlu yolculuğun yapıldığı bir yer haline gelmiş.