Bir zamanlar, savaşçı olduğunu düşünen genç bir adam yaşardı. Bu adam kendini çok güçlü, cesur ve yenilmez sanıyordu. Günün birinde, tek başına ormanda dolaşırken, batmakta olan güneşin ışığı uzun bir gölge oluşturdu. Gölgesi, ağaçların üzerine kadar uzanmış, devasa bir savaşçı silueti gibi görünmüştü.
Genç adam gölgesine bakarak gururla gülümsedi. Omuzlarını dikleştirdi, yumruklarını sıktı ve yüksek sesle konuşmaya başladı:
“Ne kadar heybetliyim! Gölgem bile bir dev gibi! Eğer düşmanlarım beni böyle görse, korkularından dizlerinin bağı çözülürdü. Beni kim yenebilir ki? Ben orduların bile deviremediği büyük bir savaşçıyım!”
Ormandaki kuşlar onun bu kibirli sözlerini dinlerken sessizce uçup gitti. Hafif bir rüzgâr esti, ağaç yaprakları fısıldaştı. Genç savaşçı gölgesine biraz daha hayranlıkla bakarken, birden çalıların arasından derin bir kükreme duyuldu.
“Grrrrrrrrrr!”
Genç adam irkildi. Çalıların arasından bir çift parlak göz belirdi. Birkaç saniye sonra, ormanın hükümdarı olan kocaman bir aslan ortaya çıktı. Kaslı vücudu, keskin pençeleri ve parlayan gözleriyle genç savaşçıyı süzüyordu.
Genç adamın dizleri titremeye başladı. Az önce kendisini yenilmez ilan eden adam, şimdi kalbinin deli gibi çarptığını hissediyordu. Kaçmak istedi ama ayakları korkudan yerden kalkmıyordu. Aslan ona doğru yavaşça ilerledi.
“Ben… ben güçlü bir savaşçıyım!” diye kekelerken, aslan bir adım daha attı.
Tam o anda, genç adam gökyüzüne son bir kez baktı ve gölgesinin hâlâ büyük göründüğünü fark etti. Ama şimdi gölgesi bile ona yardımcı olamayacaktı. Kendi gölgesine güvenmek, gerçek tehlikeler karşısında hiçbir işe yaramıyordu.
Genç savaşçı, var gücüyle dönüp kaçmaya başladı. Ama aslan, bir pençe darbesiyle onu yere serdi.
Kendi gölgesine güvenmekle gerçek cesaret arasında büyük bir fark vardır. İnsan, kendisini büyük gösterebilir ama gerçek güç, yalnızca sözlerde değil, eylemlerde belli olur. Kendini olduğundan daha güçlü görmek, gerçek bir tehlike ile karşılaşınca insanı çaresiz bırakır.
Gerçek cesaret, kibirden değil, bilgelikten gelir.