Balıklar kaç gündür avcılardan kaçıyordu. Müsait bir yere gidemeyip yemek yiyememişlerdi. Avcı yani balıkçılar, pes etmemeyi göze almıştı. Ama bir şeyi gözden kaçırmışlardı, onlar palyaço balıklarıydı ve ünlü anemilyum mercanına tek onlar girebiliyor idi. Uzun bir kovalama sonunda balıklar, anemilyum mercanı arıyorlardı. Gözlerini dört açtılar. Çevreyi dikkatlice aradılar. Aramalarıyla denizden ayrılıp dereye geldiler. Palyaço balıklarından biri,”Burası İzmir. Eğer buradaki avcılara yakalanırsak…”Sözcükler tam dilinden çıkarken susmuştu. Gerisini söylemek ona eziyet gibiydi. Ansızın mutlu bir çocuk geldi. Balıklar çok büyük bir sesle bağırdı “Avcııııı”Çocuk”
Balıklar bana ‘Avcı’ dedi.” deyince,hepsi rahatlamış. Çocuğa mutluluğunu sordular, çünkü kendilerini görünce Avcı gibi sevindiğini sanmışlar. Ama durum farklıymış, Çocuk,kardeşi olduğu için mutluymuş ve balıklara bu durumu anlatmak istemişti. Balıklarda bunu duyunca çocuk gibi oldular. Neşe içinde zıpladılar. Çocukta eğlenceye katıldı. Hep beraber öğlene kadar bayram ettiler.
Balıklar balık olmanın mutluluğunu taşıyarak, Osmanlı şehrine doğru yola çıktılar. Artık endişeleri hiç kalmamıştı. Bu mutlulukla ömürleri boyunca yaşadılar.
EN GÜZEL TÜRK MASALLARI İÇİN BİZİMLE KALIN..