Bir varmış bir yokmuş, sürekli tablo alan ve tablo araştıran yaşlı bir kadın varmış. Bu kadın evinin her yerini tablolarıyla donatır dururmuş. Bir gün yine tablo bakarken cadde boyunda çok güzel bir portre tablosu görmüş ve hemen almış. Mutlu mutlu evine gitmiş ve yaşlı kadın en güzel yere asmak istemiş yeni tablosunu. Eve varan yaşlı kadın bir bakmış bütün duvarları tablolarla dolu, yeni tablosunu nereye aşacağını düşünmüş düşünmüş ama bir türlü bir yer bulamamış.
Sonra bir tablosunun yerine asmayı düşünmüş ve neredeyse ilk aldığı tablolardan biri olan deniz manzaralı tablosunu astığı yerden çıkarmış, koltuğun kenarına koymuş ve yeni tablosunu oraya asmış. Yeni tablosuna sevinçle bakan yaşlı kadın odasına doğru geçmiş.
Bu sırada yerinden olan deniz manzaralı tablo ise bu duruma çok üzülmüş ve yeni gelen tabloyu kıskanmaya hatta ondan nefret etmeye başlamış. “Arkadaşlar, bu tablo ve bundan sonra gelecek olan tablolar bizi yerimizden edecekler, onlara karşı tavır alalım,” demiş. Diğer tablolar ve yeni gelen tablo şaşkınlıkla deniz manzaralı tabloyu dinlemişler, yeni tablo bu sözlere çok üzülmüş ve, “Ama bunu ben istemedim ki, ben yerde de olsam mutlu olurdum. Buraya geldiğim için, arkadaşım olacak diye mutlu olmuştum sadece,” demiş şaşkınlıkla.
Deniz Manzaralı tablo ise, “Şuan hepiniz duvarda en güzel yerlerde asılmışsınız bense yerde koltuk kenarındayım, nasıl sevinmemi bekliyorsun?” demiş sinirle. Bu sırada tablolar arasında birden bir kargaşa ortaya çıkmış, yeni tabloya karşı olanlar ve yeni tablonun suçu olmadığına inananlar olmak üzere. Gittikçe sesler karışmış karışmış ve artık kimse birbirini dinlemiyormuş sadece ama sadece kendi fikirlerini söylüyorlarmış. Tabloların arasında en eski ve en yaşlı olan araba tablosu ise birden, “Susuuuuunn!” diye bağırmış, onun sesiyle bütün tablolar irkilmiş ve ne yapacaklarını şaşırmışlar. “Siz buraya geldiğiniz de hepiniz ilk tablo muydunuz?
Hepiniz benden sonra geldiniz ve yavaş yavaş benim güzelliğim, görünürlüğüm azaldı ve sonrasında hiç dikkat çekemez oldum ama hiçbir zaman sizleri kıskanmadım hepimiz güzel dostluklar edindik, mutlu mutlu yaşadık ve öyle yaşayalım,” demiş ve bütün tablolar yaşlı tablonun haklı olduğuna inanınca birbirlerinden özür dilemişler, deniz manzaralı tablo ise utana sıkıla, “Özür dilerim yeni tablo, sen de bizim dostumuzsun bağışla beni,” demiş, Yeni tablo ise, “Sana hiiiiiç küsmedim ki, hepinizle çok iyi dost olacağım, beni aranıza aldığınız için teşekkür ederim,” demiş. O günden sonra bütün tablolar huzurlu ve mutlu yaşamışlar hatta yeni gelen her tablo için bir eğlence bile düzenlemişler.
BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ MASALLARI MASAL SARAYINDA..