Kış mevsiminin yavaş yavaş kendisini gösterdiği günlerde bütün penguenler yolculuğa çıkmıştı. İmparator penguen ve eşi Pigu da onların arasındaydı. Bol güneşli bir yer arıyorlardı.
Günler süren uzun yolculuktan sonra iki dağın arasında kalan bir vadi buldular. Son günlerde Bayan Pigu kendisini hâlsiz hissediyordu. Eşine,
– Galiba bir bebeğimiz olacak, dedi.
Çok geç­me­den de bir yumurta yumurtladı. Bunu gören imparator, sevinçten paytak paytak koşup buzların üzerinde kaydı. Bayan Pigu yumurtayı kalın kürkünün arasında ısıttı.
Ertesi gün Pigu erkenden uyandı. Eşine,
– Vücudumdaki besin deposu bitmek üzere. Yavrumuz yumurtadan çıkınca onu da beslememiz gerekiyor. Yiyecek bulmaya, denize gitmeliyim, dedi.
İmparator penguen:
– Sen git, ben yavrumuz için kuluçkada beklerim, dedi.
Sonra ne olmuş?
Bunun üzerine Pigu:
– Mümkün olduğunca çabuk gelmeye çalışacağım, diyerek eşiyle vedalaştı.
İmparator bu ayrılığın uzun süreceğini hissediyordu. Yiyecek bulmanın kolay olmadığını biliyordu.
İmparator penguen için de zorlu bir dönem başlamıştı. Yumurtayı sürekli altında tutuyor, asla üzerinden kalkmıyordu. Kalkarsa yumurta soğuktan donardı. O da yavrusuna kavuşamazdı. İmparator da bütün babalar gibi eşinin gelmesini bekliyor, açlığa ve soğuğa dayanıyordu.
Antarktika’da kış gelmiş, şiddetli tipiler başlamıştı. İmparator, bu şartlarda donmamak için,
– Arkadaşlar, hepimiz güneşe yönümüzü dönelim. Çember olacak şekilde birbirimize sıkıca yanaşalım. Böylelikle ısınırız, aramıza soğuğun girmesini de engellemiş oluruz, dedi.
Bütün penguenler iç içe çemberler oluşturdu. Yaşlı penguenler en içe sıralandılar. Çemberin dışında kalanlar daha çok üşüyordu. Büyük bir dayanışma gösterip sık sık yer değiştirdiler.
Zorlu geçen iki ayın sonunda bütün yumurtalar birer ikişer çatlamaya başladı. Artık yavrular çıkıyordu.
İmparator, kabukların arasından dışarı çıkan yavruyu görünce,
– Antarktika’ya hoş geldin, güzel bebeğim, dedi.
Yavru penguen, başını babasının ayakları ucundaki sıcacık kürke sarıp iyice büzüldü. İmparator denize bakarak,
– Nerede kaldın Pigu? Yavrumuz seni bekliyor. Ne olur çabuk dön, diye mırıldandı.
İşte o günlerde bir sabah, nihayet beklenen oldu. Penguenlerin eşleri dönmeye başladı. Diğer anneler gibi Pigu da sudan çıktı.
İmparator penguen, eşini görünce koşup hasretle sarıldı.
– Seni çok özledik, dedi.
– Ben de sizi çok özledim, diyerek yere eğildi Pigu, yavrusuna baktı.
– Ne kadar güzel, dedi.
– Tıpkı annesi gibi, dedi imparator.
Pigu ailesine kavuştuğu için çok mutluydu. Gözleri buğulandı.
– Az kalsın unutuyordum, diyerek kanadının altında sakladığı deniz kabuğunu eşine uzattı.
İmparator penguen:
– Şey, ben sana bir hediye hazırlayamadım, dediğinde Pigu yavrusunu gösterdi.
– Sen bana dünyanın en güzel hediyesini verdin, diyerek eşine bir kez daha sarıldı.
UYKU MASALLARI MASAL SARAYINDA..