Masal Sarayı

En güzel çocuk masalları, çocuk hikayeleri, keloğlan masalları ve daha fazlası sitemizde.

Altın Kalp ve Kirli Nehir Masalı

Bir zamanlar, uzak diyarlarda büyük bir krallık vardı. Bu krallık, dünyanın en zengin topraklarına sahipti ve halkı bolluk içinde yaşıyordu. Ancak bu zenginlik, krallığın kalbindeki bir boşluğu asla dolduramıyordu. Her şey altın ve değerli taşlarla süslüydü, fakat halk mutlu değildi. Çünkü nehirlerin suları kirliydi, toprağın rengi solmuştu ve ağaçlar kuruyordu.

Krallığın hükümdarı, çok zengin olmasına rağmen bir türlü içindeki huzursuzluğu gideremedi. Her gece, altın dolu odalarına girer, altınları izleyerek bir huzur bulmaya çalışırdı. Ama ne kadar çok altın toplarsa, o kadar yalnız hissederdi. Bir gün, sarayına gelen bilge bir adam ona bir öneride bulundu:

“Ey yüce hükümdar, altınla sarıldığın her an, kalbin daha da büyüyen bir boşlukla doluyor. Gerçek huzuru bulman için, kirli nehirdeki suyu temizlemeli, toprağı yeniden yeşertmeli ve gerçek değerleri aramalısın.”

Hükümdar, bilgenin sözlerine kulak asmadan altınları daha da topladı. Fakat bir sabah, sarayının bahçesinde yürürken ayağı bir taş parçasına takıldı ve yere düştü. O anda bir şey fark etti: O kadar zengin olmuştu ki, halkı, doğayı, etrafındaki her şeyi unutmuştu. Artık paranın getirdiği geçici hazlardan başka bir şey arayamayacak hale gelmişti.

Hükümdar, tüm altınlarını ve mücevherlerini terk etti ve bilinçli bir karar alarak krallığını terk etti. Krallığa veda ederken, bilge adamın tavsiyesini aklında tutarak yolculuğa çıktı. İçindeki huzuru ve doğru yolu bulmak için çok uzun süre yürüdü.

Bir süre sonra, ormanların derinliklerine doğru ilerlerken, kirli bir nehir gördü. Bu nehir, tüm krallığı kirletmiş ve kararmıştı. Hükümdar, nehrin kenarına oturdu ve uzun süre düşündü. Sonra, tıpkı bilge adamın önerdiği gibi, nehrin temizlenmesi gerektiğini fark etti. Bir süre çalıştı ve nehrin etrafındaki pislikleri temizledi. Ardından, nehrin sularının taze ve berrak olduğunu görünce, doğanın gücünü ve önemini anladı.

Günler geçtikçe, kral doğanın dengesini yeniden kurdu. Ağaçlar yeşermeye, çiçekler açmaya ve nehir berraklaşmaya başladı. Ancak kral, içsel huzuru tam anlamıyla bulamamıştı. Bir gün, eski bilge adam yeniden karşısına çıktı.

“Ey kral, gördün mü? Gerçek zenginlik, doğada ve kalpteki dengededir. Altın, seni mutlu edemez. Ancak gerçek servet, içindeki sevgi ve merhametle gelir.”

Kral, sonunda fark etti. Gerçek zenginlik, sadece dünyasal değerlerde değil, insanın kalbinde ve doğadaki dengeyi sağlamakta bulunuyordu. O günden sonra, krallığını geri almak için yola çıkmadan önce, ilk olarak içsel huzurunu buldu.

Krallığına geri döndüğünde, halkına şunu söyledi: “Zenginlik, kalpte başlar. Altınları bir kenara bırakıp, her şeyin en değerlisinin sevgi ve adalet olduğunu öğrenmeliyiz.” Krallık, o günden sonra sadece zenginlik değil, huzur ve adaletle de anılmaya başlandı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to top