Masal Sarayı

En güzel çocuk masalları, çocuk hikayeleri, keloğlan masalları ve daha fazlası sitemizde.

Aslan Masalı

Çok büyük bir ormanda, azılı bir aslan yaşıyor;
bütün hayvanlar ondan çok korkuyordu. Böyle
yaşamaktansa bir çare aradılar; düşünüp
taşındılar, aralarında bir kurul seçerek aslana
gönderdiler:
“Ey ormanların şâhı aslan, her gün içimizden
birini yakalıyor, yiyorsun. Buna bir diyeceğimiz
yok. Ama bunun için sıkıntıya girmek niye? Sen
tahtında otur. Biz sana her gün içimizden birini
yollarız, sen de rahatça yersin. Böylece biz de
huzur içinde ömrümüzü geçiririz,” dediler.
Bu sözler aslanın hoşuna gitti, kabul etti. Artık
her sabah bir hayvan, aslana teslim ediliyordu.
Derken sıra tavşana geldi.
Hayvanlar, “Eh ne yapalım… kısmet böyle!
Çoğumuzun rahatı için, birimizin ölmesi gerek.
Haydi, vakit geçirmeden yola düş de aslanı
kızdırmayalım,” dedilerse de, tavşan işi ağır alıp
aldırmadı. Hayvanlar telaşlandılar. Sonunda,
yalvara yakara tavşanın yola düşmesini
sağladılar.
Tavşan kayıtsız, seke oynaya aslanın karşısına
geldi; ama vakit de epey ilerlemişti.
Açlıktan ateş püsküren aslan kükredi:
“Nerde kaldın? Neden geciktin!”
Tavşan, yapmacık bir telaşla terini silip
boynunu büktü:
“Aman efendim, ben saygıda kusur etmedim.
Sabah erkenden yola çıktım, ama başka bir aslan
yolumu kesti. Ondan kurtuluncaya kadar neler
çektiğimi bilemezsiniz,” dedi.
Aslanın öfkesi büsbütün başına vurdu:
“Kim bu küstah? Bu ormanda yalnız benim
hükmüm geçer. Kimmiş o, çabuk söyle?”
Tavşan durumdan memnundu; hep öteki aslanı
övüyordu. Onun başka bir aslanı övmesi, aslanın
gururunu incitti, artık dayanamadı:
“Düş önüme, göster şu alçağı!” dedi.
Yola düştüler. Tavşan aslanı bir kuyunun
başına getirdi:
“İşte sultanım, bu kuyunun içinde… Bakınız
nasıl da kurulmuş!”
Aslan hırsla kuyunun içine baktı; kuyuda
kendi yansımasını gördü, hırlamaya başladı.
Kuyudaki aksi de hırladı. Tavşan fırsatı
kaçırmadı:
“Görüyor musunuz efendim, size nasıl da
meydan okuyor?”
Aslan büsbütün öfkelendi, gözleri döndü:
“Bir diyarda iki sultan olmaz. Parçalamalıyım
onu!” diye mırıldandı; ardından da güm diye
kuyuya atladı.
Tavşan neşeyle, yemyeşil çayırda seke oynaya
geri dönerek hayvanlara kurtuluşu müjdeledi.
Ey insanoğlu! Sen bu dünya kuyusunun
dibine hırsla, açgözlülükle atlamış ve tutsak
olmuş mahpus bir aslansın.
Nefsini yen de, tavşan gibi özgür dolaş. Senin
tavşan benliğin kırda yiyip içmekte, zevk ve
sefa etmekte, sen ise şu dedikodu ve kavga
kuyusunun dibindesin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to top