– Heyyy paragöz, sabah oldu uyansana! Çalışma masasının neşesi yerinde. Sabah sabah bana takılmayı ihmal etmedi yine. – Yok, uyumuyorum aslında. Dalmışım biraz. Biliyorum çoktan sabah oldu. – Kim bilir…
Çok okuyan mı bilir yoksa çok gezen mi? Kim daha çok bilir orasını bilemem ama bence gezmek çok daha eğlenceli. Hele ki benim gibi yerinde duramayan biri için. Geçen gün…
Bir varmış bir yokmuş. Çok uzak ülkelerde yaşayan bir ailenin akıllı, uslu, zeki ve çok tatlı bir erkek çocukları varmış. Bu küçük çocuk doğduğu andan itibaren her zaman kalem’ e…
İstanbul Gülhane Parkı’ndaki hayvanat bahçesinde zürafalar için oldukça geniş bir yer ayrılmıştı. Burada anne ve baba zürafa ile iki yavru zürafa kalıyordu. Onlar gün boyu salına salına geziyorlar, ziyaretçiler de…
Çok eski zamanlarda, büyük bir ülkenin, zengin bir kralı vardı. Kral, günün birinde çaresi bulanamayan bir hastalığa yakalandı. Doktorlar, kralı iyileştirmeyi başaramamıştı. “Kralın derdi nedir?” diye sorduklarında, sarayın yaşlı bilgesi:…
Dünyanın yeni oluşmaya başladığı çok eski zamanlarda, her şey çok kar- makarışıkmış. Denizler yerinde duramayarak, taşıyor ve dünya daha da karmaşık hale geliyormuş. Kara parçaları durdukları yerleri beğenmeyip. kendilerini başka…
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zamanların birinde minik bir tren varmış. İki istasyon arasında gelip gidermiş. Küçük bir lokomotifi olduğu için tek bir vagonu varmış ve yalnız posta taşırmış. Bir…
Yolculuk vakti gelip çatmıştı. Güneş bulundukları diyara eskisi kadar uğramıyordu artık ve bu durum kuşlar için göçün habercisiydi. Soğuk kış günlerinde yiyecek bulmak hiç kolay olmuyordu onlar için. Onlar da…
Yaramaz mı yaramaz, sabırsız mı sabırsız bir çocuk olmasıyla bütün mahallenin tanıdığı Acer, her hafta sonu büyükannesini ziyarete giderdi. Büyükannesinin geniş mi geniş bahçeli evinde her çeşitten bulunan bitkiler Acer’in…
Bir varmış, bir yokmuş. Büyük saraylardan birinde bir kral ve üç oğlu yaşarmış. Kralın iki oğlu kendini beğenmiş ve kötüymüş. En küçük oğlu ise çok iyi yürekli bir gençmiş. Bir…