Yaz tatili yaklaşmıştı. Küçük Aslı televizyon izliyordu. Bu sırada annesi, “Kızım sana söylüyorum, neden cevap vermiyorsun?” diye sesleniyor, fakat Aslı duymuyordu. Çünkü Aslı, televizyondaki filmi seyrederken hayallere dalmıştı. Biraz sonra…
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, ormanlardan bir ormanda bir kurt yaşıyormuş. Bir zamanlar uludu mu dağı taşı inleten, gölgesini gören hayvanlara bile korku saçan bu…
Bir varmış, bir yokmuş. Allah’ın kulu çokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken pireler berberlik yaparmış. Sen ninenin beşiğini tıngır mıngır sallarken sizi gören melekler gıpta ile…
Bir zamanlar, kuşlar kendi aralarında bir tiyatro kurmuşlardı. İlk temsillerini vereceklerdi. Hepsi de çok heyecanlıydı. Kolay mı? O gece tüm orman onları seyretmeye gelecekti. En önde gelen ormanların kralı aslandı….
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, kuşlar tellal iken, sincaplar berber iken, anneleriyle beraber küçük bir kulübede yaşan üç küçük sincap varmış. Gel zaman git zaman…
Neslini devam ettirmek,Doğanın verdiği görevleri yerine getirmek,Tüm canlılar için kuraldır. Sorumluluğunu yerine getirmek amacıylaKuluçkaya yatmış, bir akbaba.Gah eşi ısıtmış yumurtayıGah kendisi.Ağacın dalları arasında,Bazen yağmur yağmış üzerlerineBazen kar yağmış.Beş buçuk ayı…
Uzun yıllardır yaptıkları önemli muz günü festivalini yani muz festivalini bu senede yapacak olan Lemur familyası kendi içinde yaşadıkları kararsızlıklar sonucu bir türlü ne yapacaklarına karar verememişler. Diğer hayvanlarda bize…
Bir zamanlar, küçük bir Karınca her sabah erkenden işine gelir ve neşe içinde çalışmaya başlardı. Çok çalışır,çok üretir, yaptığı her işi çok severek yapardı. Patronu Aslan, Karınca’nın başında yöneticisi olmadan…
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zamalarda, uzak ülkelerin birinde güzel bir Çocuk Adası varmış. Bu adada yemyeşil ağaçlar, çeşit çeşit hayvanlar ve tabii birbirinden akıllı çocuklar varmış. Günlerden bir gün…
Elsa’nın HediyesiErindel Krallığı, sessizce yağan karla beyaza bürünmüştü. Kar taneleri çocukların burnunu gıdıklıyor ve dillerinin üzerinde eriyordu. Erindel halkı, sokaklarda aceleyle yürürken derin, toz halindeki kara batıp çıkıyordu. Herkes karın…