Genç Kaplan kafesinde demir parmaklıklar ardında sinirli ve hızlı adımlarla gidip geliyordu. Nedense bugün yüreğini sanki dikenli tel halatıyla sıkıyorlardı. Bu kafese kapatıldığından beri güneş birçok kereler doğup batmıştı. Bir…
Arkadaşım Aysu’ya gidebilmek için annemden çok zor izin almıştım. Annem; “ailesini tanımadığım, yaşantılarını bilmediğim insanların evine göndermem” diye tutturmuştu. Ne yapıp edip sonunda annemi ikna etmeyi başardım. Cumartesiyi iple çektim….
Girijkal kalesi 1555 yıllarında yüz kişilik bir mücahit ordusu tarafından korunuyordu. Osmanlı mücahitlerinin savunduğu bu kale bini aşkın düşmanın saldırısına uğramıştı. Bu mücahitlerin içinde bulunan bir yiğit de Deli Mehmet’ti….
Yörenin birinde Kam Büre oğlu Bamsı Beyrek ile Banıçiçek isimli iki kişi yaşarmış. Bunlar bebekken birbirlerine beşik kertmesi ilan edilmişler. Ancak birbirlerini tanımayan bu iki kişi ayrı ayrı avlanmaya çıktıkları…
Bir varmış bir yokmuş, Ormanın derinliklerinde serçelerin, baykuşların, sincapların, kirpilerin, fındık farelerinin ve daha bir çok tatlı hayvanın yaşadığı bir köy varmış. Sonbahar gelince köyde koşuşturmalar başlamış. Bütün aileler kışa…
Bir varmış bir yokmuş, Yıllar yıllar önce çok neşeli insanların yaşadığı bir ülke varmış. Sokaklarda çalgıcılar, palyaçolar, akrobatlar gösteriler yapar, dünyanın her yerinden turistler onları izlemeye gelirlermiş. Bu ülkenin kral…
Genç adam her zaman yaptığı gibi yine üstüne aldığı kafa yormadığı sade kıyafetleriyle Elton sokağının caddelerinde geziyordu . Dikkatli bakan birinin ” Bu adam diğerlerinden daha hayat dolu ” yorumuna…
Ankara da isim uzamıştı. İstanbul’a dönüş için aldığım biletimi değiştirmem gerekiyordu. Öğle arasında Sıhhiye’deki otobüs yazıhanesine gidip biletimi erteletmek için acele ediyordum. Kalabalıkta koşarken çarpıştık o yaşlı adamla. Sendeledi, elindeki…
Çocuklar ağaç evlerinde toplandılar, Burak’a Gece ve gündüzün Nasıl olduğunu anlatacaklardı. Burak diğerlerinden küçüktü, Bu neden ile gece neden havanın karardığını anlamıyordu, Hava kararmaya başlayınca korkuyordu, yalnız kalmak istemiyordu. Canberk’in…
Bir varmış bir yokmuş, bir başmış bir sonmuş, bir karmış bir donmuş, bir arıymış bir darıymış, bir reçelmiş bir balmış… Denizden karaya ayak basıp da yokuş yollar geçip de yükseğe…