Zamanın birinde, yemyeşil çimenlerle kaplı bir köyde, kendine özgü bir tavuk yaşarmış. Adı Gıt Gıt’mış. Gıt Gıt, diğer tavuklardan farklıymış. O, sabahları gökyüzüne bakarken, kanatlarını çırpıp özgürce uçmayı hayal edermiş. Diğer tavuklar gıdaklarken, o hep gökyüzünde süzülen kuşları izler, “Keşke ben de onlarla birlikte uçabilsem,” diye düşünürmüş.
Ama Gıt Gıt’ın bir sorunu varmış: Tavuklar uçamazlarmış. Onun kanatları olsa da, sadece kısa mesafeler uçabilirmiş. Diğer kuşlar ise yükseklerden süzülebildikleri için Gıt Gıt, içindeki hayalini bir türlü gerçekleştiremiyormuş. Her gün biraz daha hüzünlenirmiş.
Bir sabah, Gıt Gıt yine gökyüzüne bakarak, “Keşke ben de uçarak bu gökyüzünü keşfetsem,” diye içinden geçirmiş. O sırada, gökyüzünden parıldayan bir ışık belirmiş. Işık, yavaşça bir peri şekline dönüşmeye başlamış. Gıt Gıt gözlerini ovuşturmuş ve ışığın içinde Dilek Perisi’ni görmüş!
Dilek Perisi gülümsedi ve Gıt Gıt’a doğru yaklaştı. “Neden üzgünsün, küçük tavuk?” diye sormuş.
Gıt Gıt, biraz utangaç ama heyecanla, “Ben uçmak istiyorum, ama tavuklar uçamaz,” demiş. “Diğer kuşlar gökyüzünde özgürce süzülebildikleri halde, ben kanatlarımı çırptıkça yere düşüyorum. Neden ben uçamıyorum?”
Dilek Perisi, Gıt Gıt’ın içindeki bu derin dileği hemen anlamış ve “Bazen insanlar ve hayvanlar, kendi sınırlarını aşmak isterler. Ama unutma, uçmak sadece kanatlarla olmaz. İçindeki cesaret ve hayal gücüyle de uçarak gökyüzüne çıkabilirsin,” demiş.
Gıt Gıt, biraz şaşkın ama heyecanlı bir şekilde, “Gerçekten mi? Yani uçamamamın nedeni sadece kanatlarımın zayıf olması mı?” diye sormuş.
Dilek Perisi, nazikçe gülümsedi ve “Evet, uçmanın gerçek sırrı, sadece kanatlarda değil, inanç ve cesaretle bağlıdır. Şimdi sana bir fırsat vereceğim. Gökyüzüne yükselmeni sağlayacak bir güç vereceğim. Ama unutma, gerçek uçuş, senin inancındadır.”
Dilek Perisi, elini Gıt Gıt’ın başına koyarak, ona cesaret verdi. Gıt Gıt gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı ve, “Uçmak istiyorum,” diye içinden dileğini geçirdi. O anda, Dilek Perisi’nin sihirli dokunuşuyla Gıt Gıt’ın kanatları birdenbire daha genişledi, daha güçlü hale geldi. Gıt Gıt hafifçe havalanmaya başladı!
Ama bu, kısa bir süreliğineymiş. Gıt Gıt, havada süzüldükçe, kendini özgür hissediyormuş. “Ben gerçekten uçuyorum!” diye mutlu bir şekilde bağırmış. “Kanatlarım beni havalandırıyor!” Ama biraz sonra, yavaşça yere inmeye başlamış.
Gıt Gıt yere nazikçe inmiş ve etrafındaki diğer tavuklara bakmış. Diğer tavuklar şaşkınlıkla, “Gıt Gıt, gerçekten uçtun!” demişler. Gıt Gıt gülümseyerek, “Evet, uçtum. Ama bunu sadece kanatlarım değil, inancım sağladı,” demiş. “Gerçek özgürlük, sadece fiziksel uçuş değil, kalbinin ve hayallerinin uçmasıdır.”
O günden sonra, Gıt Gıt her sabah biraz daha yüksek sesle gıdaklar, her gün biraz daha cesurca hayal eder ve kanatlarını çırparak, içindeki özgürlük duygusunu taşırmış. Diğer tavuklar, Gıt Gıt’ın hikayesini duydukça, kendi içlerindeki potansiyeli keşfetmişler. Artık onlar da sadece kanatlarıyla değil, yüreklerindeki cesaretle de daha güçlü hissediyorlarmış.
Dilden dile anlatılan bu masal, çocuklara hayallerine inanarak engelleri aşabileceklerini ve gerçek gücün, kalplerinde saklı olduğunu öğretirmiş.