Bir zamanlar, küçük bir köyde yaşlı bir çiftçi vardı. Çiftçinin dört hayvanı vardı: bir eşek, bir köpek, bir kedi ve bir horoz. Yaşlandıkları için artık iş yapamaz hale gelmişlerdi. Çiftçi, onları artık beslemek istemediğini düşündü ve birer birer göndermeye karar verdi.
Eşek, köpek, kedi ve horoz, bu durumu duyunca çok üzüldüler. Ancak birbirlerine destek olmaya karar verdiler. Eşek, “Bremen’e gidebiliriz. Orada müzisyen olacağız!” dedi. Diğer hayvanlar da bu fikri benimsedi ve yola koyuldular.
Yolda ilerlerken, birbirlerine hikayeler anlatarak ve şarkılar söyleyerek keyifli zaman geçirdiler. Akşam olunca ormanda bir yere kamp kurdular. Bir süre sonra, bir grup hırsız oradan geçerken onları fark ettiler. Hırsızlar, yorgun ve aç görünüyordu, hemen yanlarındaki bir eve girmeye karar verdiler.
Hayvanlar, hırsızların planlarını duyunca bir şeyler yapmaları gerektiğini anladılar. “Birlikte hareket edelim!” dedi kedi. Hemen bir plan yaptılar. Eşek en alta, köpek onun üstüne, kedi de onun üstüne, en üstte ise horoz durdu. Böylece büyük bir yığın oldular.
Hayvanlar, hep birlikte yüksek sesle bağırmaya başladılar: “Miyav! Hav hav! Kikir kikir! İğğğ!” Hırsızlar bu gürültüyü duyunca çok korktular. “Bu neydi böyle?” diye panik içinde bağırdılar. Hızla evden kaçtılar.
Hayvanlar, hırsızların gittiğini görünce sevinçle yere indiler. Artık ev boştu ve onların olabilirdi. Hayvanlar evi sahiplenip orada yaşamaya karar verdiler. Bremen’e gitme planlarını unuttular, çünkü burada birlikte mutlu bir hayat sürmeye başladılar.
Günler geçtikçe, her biri kendi yetenekleriyle eve katkıda bulundu. Horoz sabahları uyanmalarını sağladı, kedi fareleri avladı, köpek dışarıda güvenliği sağladı, eşek ise ağır işleri halletti.
Ve böylece, dört kafadar hayvan, dayanışma ve dostluk sayesinde mutlu bir hayat sürdüler. Her biri, birlikte hareket ettiklerinde ne kadar güçlü olduklarını anladı.
Masal burada biter, ama arkadaşlık ve dayanışmanın önemi her zaman akılda kalır.