Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalabalık bir köyde yaşayan Mine adında bir kız varmış. Mine, hayaller kurmayı çok sever, ama kendisini her zaman diğerlerinden üstün görürmüş. “Gökyüzünü bile daha güzel boyayabilirim,” dermiş. Ona göre güneş fazla parlak, bulutlar fazla beyaz, gökyüzü ise hep aynı sıkıcı mavideymiş.
Bir gün, köy meydanındaki eski bir ağacın altında otururken, yaşlı bir bilge yanına gelmiş. Bilge, Mine’in boyalı taşlarla oynadığını görüp sormuş:
“Mine, bu taşları neden boyuyorsun?”
“Gökyüzünü boyamak istiyorum,” demiş Mine kendinden emin bir şekilde.
Bilge, sakalını sıvazlayarak gülümsemiş ve şöyle demiş:
“Öyleyse seni gökyüzünün sırrını öğrenmeye göndereyim. Ama unutma, bu yolculukta ne kadar çok şeyi öğrenirsen, o kadar büyüyeceksin.”
Mine, heyecanla yola koyulmuş. Günlerce yürümüş, dağları aşmış, nehirleri geçip nihayet gizemli bir gölün kıyısına varmış. Gölün ortasında altından bir sandal duruyormuş. Mine sandala atlamış ve kürek çekmeye başlamış. Tam ortalara geldiğinde suyun yüzeyi bir ayna gibi parlamış. Kendini görmüş, ama bu görüntü tanıdığı Mine değilmiş!
Suda beliren yansıma konuşmaya başlamış:
“Sen gökyüzünü boyamak istiyorsun, ama hiç düşündün mü? Gök, zaten her sabah farklı bir renk kuşanıyor. Güneş batarken boyanıyor, yağmur yağarken yıkanıyor. Gökyüzü ne zaman senin eleştirilerine ihtiyaç duydu?”
Mine şaşırmış ama kendini savunmuş:
“Ama gökyüzü benim hayalimde daha güzel olabilir!”
Yansıma gülümsemiş:
“Hayal etmek güzeldir. Ama önce kendine bak. İçindeki karanlık, dışarıdaki ışığı gölgeler. Sen gökyüzünü boyamak isterken, belki de içindeki renkleri bulman gerekiyor.”
Mine yavaş yavaş gerçeği anlamış. Hayalleri güzel olsa da, onları gerçekleştirebilmesi için önce kendi kusurlarını fark etmesi ve onları kabul etmesi gerektiğini öğrenmiş. Gölün suyundan bir avuç alıp yüzünü yıkamış. O andan itibaren her şey daha parlak, daha güzel görünmeye başlamış.
Köyüne döndüğünde artık Mine sadece hayal kurmuyor, hayallerini gerçekleştirmek için çalışıyormuş. Ve gökyüzü hâlâ aynıymış, ama Mine’nin gözünde her zamankinden daha güzelmiş.