Bir zamanlar, uzak bir diyarda, her şeyin mükemmel olduğu bir ülkenin kralı vardı. Bu kral, tüm halkının saygısını kazanmış, her zaman doğruyu ve adaleti savunmuştu. Ancak, bir gün krallığının dışındaki ormanlarda garip bir şey fark etti. Orman, günden güne daha karanlık ve korkunç bir hale geliyordu.
Kral, bu durumu araştırmak için bir yolculuğa çıktı. Ormanın derinliklerine indikçe, bir gölge gördü. Gölgeler, her şeyin üzerinde hüküm süren dev bir yaratığa dönüşüyordu. Kral, cesaretini toplayarak gölgeyi takip etti. Gölgenin kaynağına vardığında, karşısında bir aynanın bulunduğunu gördü.
Ayna, ona bir soru sordu: “Gerçekten ne kadar güçlü olduğunu sanıyorsun? Gücün, gölgeye hükmetmekten mi ibaret?”
Kral bir süre düşündü, sonra cevabı buldu: “Güç, insanın içindeki iyilik ve adalettir. Gölge sadece dışarıdaki dünyadır, fakat içimdeki ışık ona galip gelir.”
Ayna, kralın içindeki gücü fark ederek, ormanı aydınlatmaya başladı. Krallığına geri dönen kral, halkına şunu söyledi: “Gerçek güç dışarıda değil, içimizdedir. Gölgenin ardında bizi yönlendiren ışık her zaman vardır.” Güç, sadece dışsal başarılarla değil, içsel değerlerle ölçülmelidir.