Bir zamanlar İbiş ile Memiş adında iki iyi arkadaş varmış. Bu iki arkadaş beraber ormana gider, hayvanlarla eğlenirlermiş. Tüm hayvanlar İbiş ve Memiş’i çok severmiş. Çünkü bu iki arkadaş hayvan dostuymuşlar. Kuşlar, sincaplar, geyikler, tavşanlar hepsi İbiş ve Memiş’in her gün yolu gözlerlermiş.
İbiş ile Memiş sabah kalkıp ormana gittiler. Onları gören hayvanlar çok sevindiler. İbiş ile Memiş’in etrafında toplanıp halka oluşturdular, oyunlar oynadılar. Onlar eğlenirken, geyik de olabilecek tehlikelere karşı gözcülük yapıyormuş. Çok geçmeden bir ses işitmişler. Geyik dürbünüyle dikkatlice bakınca bir atlı grubun kendilerine doğru geldiğini görmüş.
Hemen bütün hayvanları uyarmış. Bütün hayvanlar korkuyla sağa sola koşuşmaya başlamışlar. Zavallı tavşancık panikle koşarken ayağını yaralayıp oracıkta kaldı. Bu durumu gören İbiş ile Memiş hemen tavşancığı alıp güvenli bir yere götürdüler. Onu o halde bırakamazlardı. Çünkü zavallı tavşancık kan kaybediyordu. Ona yardım etmeleri gerekiyordu.
İbiş düşündü;
-“Aklıma bir fikir geldi. Haydi orman bekçisine haber verelim.” dedi.
Memiş, bu fikri onayladı ve beraber orman bekçisinin kulübesine gittiler. Tombiş ve sevimli olan orman bekçisine olan biteni anlattılar. Orman bekçisi bu duruma çok üzüldü.
Bekçi; “Aferin çocuklar! Çok güzel bir iş yaptınız çünkü buradaki hayvanların hepsi koruma altındadır. Avlanmaları yasaktır. Haydi gidelim bana onların yerini gösterin.” dedi.
İbiş ile Memiş, bekçinin ATV aracına atlayarak avcıların yanına doğru gittiler. Oraya vardıklarında kötü kalpli avcılar etrafa rastgele ateş ediyorlardı. Bekçi düdüğünü çıkarıp öttürünce bütün avcılar put kesildi.
Hepsi orman bekçisine suçüstü yakalanmışlardı. Bekçi onları yakalayıp götürdükten sonra bütün hayvanlar saklandıkları yerden teker teker çıktılar. Hepsi İbiş ile Memiş’in çevresinde sevinçle toplandılar.
Ve hep beraber bu şarkıyı söylediler;
Biz doğayı çok severiz,
Ormanlar bizim ciğerimiz,
Hep bir arada yaşarız,
Hoplar, zıplar, eğleniriz.
Kötü kaplileri biz yeneriz
Çünkü biz biriz ve beraberiz.
Lay, lay, lay, lay diyerek şarkılarını sürdürdüler. Bu masalımız da burada bitti. Gökten 3 elma düştü, biri okuyanın, biri dinleyenin, biri de bu masalı yazanın başına..