Bir zamanlar, kasabanın ara sokaklarından birinde, eski eşyalarla dolu bir eskici dükkanı varmış. Bu dükkan, her köşesinde geçmişin izlerini taşıyan büyülü bir yer gibiymiş. Duvarda asılı saatler, raflarda dizili eski kitaplar, türlü oyuncaklar ve daha neler neler… Ama bu eşyaların arasında, en üst rafta duran bir kar küresi, her şeyden farklıymış.
Bu kar küresi, minicik bir cam fanusun içinde bir kış masalı saklıyormuş. Fanusun içinde bembeyaz karlarla örtülü küçük bir köy varmış. Ortasında minik bir kulübe, yanında kardan adam ve üstünden geçen bir kızak… Kar küresi, biri onu salladığında minik kar tanelerini uçuşmaya başlatır ve kendi hikayesini anlatmaya hazırlanırmış. Ama yıllardır kimse ona dokunmamış.
Kar küresi, diğer eşyalara bakarak sık sık iç geçirirmiş. “Ne zaman biri beni alacak? Ben de bir evde mutlu olmayı hak etmiyor muyum?” diye düşünürmüş. Saatler tıkırdar, lambalar yanar söner, ama kar küresine gelen giden olmazmış.
Bir gün, dükkana minik bir kız ve dedesi gelmiş. Küçük kızın gözleri merakla rafları tararken, kar küresini görmüş ve hemen heyecanla bağırmış: “Dede, bak! Kar küresi!” Kar küresi o an sevinçten neredeyse çatlayacak gibi olmuş. “İşte biri beni fark etti!” diye içinden bağırmış. Ama dedesi, “Ah, o çok eski bir şey, başka bir şey seç istersen,” demiş. Küçük kız biraz üzülmüş, ama gözlerini kar küresinden ayırmamış.
Kar küresi, çaresizlikle minik kıza seslenmek istemiş ama sesi çıkmamış. Tek yapabildiği, cam fanusunun içindeki kar tanelerini usulca sallamak olmuş. Küçük kız, bu hareketi fark etmiş gibi gülümsemiş. “Dede, lütfen! O çok güzel, sanki bana bir şey anlatmak istiyor,” demiş.
Dede biraz düşünmüş, sonra nazikçe kar küresini raftan almış ve sallamış. Kar taneleri dans etmeye başlamış ve dedenin yüzünde bir gülümseme belirmiş. “Hadi alalım,” demiş dedesi. Kar küresi, mutluluktan ışıldamış.
Küçük kız kar küresini eve götürdüğünde, ona en güzel yeri ayırmış. Her gün kar küresini sallamış, onunla konuşmuş ve “Sana bakınca hep bir kış masalında gibi hissediyorum,” demiş.
Artık kar küresi yalnız değilmiş. Her gün sevgiyle dokunuluyor, hikayesini anlatıyor ve bir ailenin parçası olmaktan mutluymuş.
Ve böylece kar küresi, bir eskici dükkanında unutulmak yerine, sevgiyle dolu bir yuvaya kavuşmuş.