Çok eski zamanlarda bir gün, çok zengin ama bir o kadar da cimri bir tüccar, paralarını koyduğu keseyi kaybetmiş. Eskiden paralar, cüzdan yerine keselere konurmuş. Her tarafı aramış ama kesesini bir türlü bulamamış. En sonunda çevreye bir haber salarak, para kesesini bulana yüz altın vereceğini söylemiş
Bunu duyan herkes para kesesini aramaya başlamış. Aradan üç beş gün geçtikten sonra, bir köylü keseyi bularak tüccarın yanına gitmiş.
“Buyurun efendim, keseniz buldum” demiş. Tüccar söz verdiği halde, köylüye yüz altını vermek istememiş. Kesesinin içindeki altınları saymış ve bulan adama:
“Bunun içinde bin altın vardı, saydım, dokuz yüz altın çıktı. Demek ki yüz altını sen almışsın” demiş. Keseyi bulan adam çok şaşırmış, hem de kızmış:
“Hem ödülüm olan parayı vermiyorsun hem de bana hırsız diyorsun!” demiş. “Seni gidip mahkemeye vereceğim” diye devam etmiş. Sonra da hemen Kadının yanına gitmiş. Kadı, tüccarı da mahkemeye çağırarak ikisini de dinlemiş. Önce köylü anlatmış: “Ben bu adamın kesesini buldum, ancak ne açtım ne de içindeki paralara baktım. Bana ödül olarak vermesi gereken yüz altını vermediği gibi bir de bana hırsız diyor!” Kadı, sonra da tüccarı dinlemiş. “Efendim, keseye bin altını koyan benim. Oysaki kesemde dokuz yüz altın kalmış. Demek ki yüz altını, keseyi getiren adam almış.” Bunun üzerine Kadı kararını vermiş:
“Mademki senin kesende bin altın vardı, o zaman bu kese sana ait değil. Kese, sahibi gelip alincaya kadar köylüde kalacak.” Tüccar, kesesini almak için yalan söylediğini itiraf etmek zorunda kalmış.Verdiği sözü yerine getirmediği ve yaptığı hile ortaya çıktığı için de çok utanmış. Sonra köylünün yüz altınını verip kesesini almış…
EN GÜZEL KISA MASALLAR İÇİN BİZİMLE KALIN..