Bir varmış bir yokmuş Allahın kulu çokmuş, büyük bir krallığın derin vadilerinin, yemyeşil ormanlarının ve yüksek dağlarının arasında, adil ve güçlü bir kral yaşardı. Kralın, mutlu bir ailesi vardı; büyük bir oğlu, ortanca bir oğlu ve en küçük oğlu vardı. Küçük Prens, babasının en sevdiği oğluydu çünkü kalbi çok temiz ve yardımlaşmayı severdi.
Bir gün, ülkede bir bela baş gösterdi. Küçük Prens, krallığını korumak için ormana doğru uzun bir yolculuğa çıktı. Ancak geri dönmesi uzun sürdü ve kimse ondan bir daha haber alamadı. Kral, oğlunun kaybolduğunu öğrenince büyük bir üzüntüye kapıldı. Herkesin umudu tükenmişti, fakat bir gün, eski bir cüce, yaşlı kralı ziyaret etti.
Cüce, kralın yanına gelerek, “Sizin küçük oğlunuz hala yaşıyor, ama bir kötülük yüzünden kayboldu. Oğlunuz, sizi aldatmak için hapsedildiği yerden kaçtı. Onu bulmak için doğru yolu bulmalıyız” dedi. Kral, cücenin sözlerini duyunca şaşkınlıkla ne olduğunu sordu. Cüce, olanları bir bir anlattı: Küçük Prens’in kaybolması, büyük oğullarının açgözlülüğü ve kötü niyetleri yüzündeydi. Kral, her şeyi duyduğunda ağlamaya başladı. “Oğlumun kaybolmasına neden olanlar, aslında en yakınlarımmış,” dedi üzgün bir şekilde.
Kral, avcısına emir vererek, Küçük Prens’in hayatta olup olmadığını öğrenmesini istedi. Avcı, kısa bir süre sonra kralın huzuruna geldi ve “Küçük Prens öldürülmedi, hayatta ve ormanda bir yerde saklanıyor” dedi. Kral bu haberi duyunca sevindi ve hemen dört bir yana haberciler göndermeye başladı.
Bu sırada, kralın büyük oğulları, aradan bir yıl geçmeden, saraydaki güzel prensesle evlenmek için birbirlerinden habersiz yola çıktılar. Önce büyük oğul saraya geldi. Ancak saray görevlileri, onu sarayın kapısında yakalayıp hiç beklemediği şekilde sarsmaya başladılar. Büyük oğul, canını zor kurtardı. Ardından ortanca oğul geldi. Ama onun da başına aynı şeyler geldi. Saray görevlileri, ortanca prense de aynı şekilde muamele ettiler.
Küçük Prens ise ormanın derinliklerinden çıkıp sarayın kapısına geldiğinde, bir yılın sonunda tam zamanında oradaydı. Sarayın kapıları açıldı ve prenses ile buluştular. Hemen düğünleri yapıldı, ve Küçük Prens ülkenin başına geçti. Kral ise, oğlunun hayatta olduğunu öğrenince sevincinden uçuyordu. Ancak büyük ve ortanca oğulları için üzüldü, çünkü onlar hala kötü işlerin peşindeydiler. Kral, iki büyük oğlunu cezalandırmak istedi. Ancak oğulları, bu cezadan kaçmak için ülkeden kaçtılar ve bir daha geri dönmediler.
Küçük Prens, prensesiyle birlikte uzun ve mutlu bir yaşam sürdü. Babaları da kendisinden özür dileyip af dilediler. Fakat küçük oğullarına büyük sevgi ve saygı gösteren küçük prens, onları affetti ve onlara huzurlu bir yaşam sağladı. Onlar mutlu oldular, biz de onlardan öğreneceğimiz derslerle hayatımıza devam ettik.