
Bir zamanlar, büyük bir gölette, içine ışık bile girmeyen derin suların içinde, Küçük Kara Balık yaşarmış. Küçük Kara Balık, her zaman göletin sınırlarını merak eder, orada ne olduğunu, ne gibi dünyalar bulunduğunu düşünürmüş. Ama göletin diğer balıkları ona hep şöyle derlermiş:
“Senin yaşadığın yer çok güvenli. Dışarı çıkmanın ne anlamı var? Diğer yerlerde büyük tehlikeler olabilir.”
Fakat Küçük Kara Balık, merakına yenik düşüp, bir gün göletin dışına çıkmaya karar vermiş. Fakat çıkmak hiç de kolay olmamış. Suyun kararmış olan kısmı bitip, güneşin ışığının girdiği sulara adım attığında, orada gördüğü dünya bambaşkaymış.
Küçük Kara Balık, daha önce hiç görmediği dev balıkları, rengarenk bitkileri, denizin derinliklerinde yaşayan farklı canlıları keşfetmiş. Gerçekten de dış dünya, hayalinden daha büyük ve çok daha güzelmiş. Ama aynı zamanda tehlikeliymiş de. Ancak Küçük Kara Balık, hiçbir tehlikeden korkmaz, yeni dünyayı keşfetmekten vazgeçmezmiş.
Bir gün, Küçük Kara Balık, denizde bir balina ile karşılaşmış. Balina ona, “Sen neden buradasın? Bu kadar küçük bir balık, buralarda nasıl hayatta kalabilir?” diye sormuş. Küçük Kara Balık, cesurca, “Benim korkacak bir şeyim yok. Keşfetmek, dünyayı görmek istiyorum!” demiş.
Ve böylece Küçük Kara Balık, cesurca yaşamını sürdürmeye devam etmiş, hayatın sunduğu her türlü zorlukla mücadele etmeyi öğrenmiş ve bir gün dönüp, kendi göletindeki diğer balıklara “Dış dünya büyük ve güzel, ama cesaretle karşılaştığında her şeyin üstesinden gelebilirsin.” demiş.
Masalın Öğüdü: Cesaret ve merak, insana büyük yollar açar.
Yazar: Samed Behrengi