Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde ormanda yaşayan bir kurtçuk varmış. Bu kurtçuk küçük bir kurtçukmuş. Ama kendisini küçük hissetmezmiş. Aksine kendisine Kurt denmesini istermiş.
Kurtçuk orman da “Ben kurdum, çok güçlüyüm, kimse beni yenemez” diye söylenerek geziyormuş. Herke sona gülüp geçiyormuş ama gerçek kurt bu sözleri duymuş. Kurtçuğun yanına giden kurt “Hey kurtçuk, neden kendine kurt diyorsun, sen bir kurtçuksun. Olduğundan farklı görünmeye çalışmamalısın” demiş. Kurtçuk ona gülerek “Sen ne dersen de, ben bir kurdum. Bana herkes kurt diyecek” demiş. Kurt, kurtçuğa ders vermeye karar vermiş. “O zaman kim kurt kim kurtçuk görelim” demiş ve kurtçuğu kovalamaya başlamış. Kurtçuk ne olduğunu şaşırarak başlamış koşmaya. Kısa süre içinde yorulmuş ve pes etmiş. “Tamam tamam beni yakalama, ben bir kurtçuğum, kurt olan sensin” demiş. Kurt “Bak gördün mü herkes olduğu haline şükretmeli. Kendin kimseden üstün görmemeli. Kurtçuk olmak kötü bir şey değil, kurtçuk olmanın tadını çıkarmalısın” demiş.
Kurtçuk yaptığının hata olduğunu anlamış “Haklısın sanırım, göründüğüm gibi olmalıyım. Ben kimseden üstün değilim” demiş. Kurtçuk ve Kurt barışmışlar. O günden sonra kurtçuk, kurtçuk olmanın tadını çıkarmış, masal da burada bitmiş.