Uzak bir diyarda, yemyeşil ormanların ve berrak suların arasında bir gölet varmış. Bu gölette, bir kaplumbağa ailesi yaşıyormuş. Ailenin en küçüğü olan Minik Kaplumbağa, dünyayı keşfetmeye çok meraklıymış. Ancak, kabuğunun ağır olduğunu düşündüğü için bazen çok çabuk yorulur ve sık sık şikayet edermiş.
Annesi her zaman ona sabırlı olmayı öğretmeye çalışırmış:
“Hayatta bazen yavaş olmak, hızlı olmaktan daha güvenlidir, yavrum. Kendi hızında ilerle, ama dikkatli ol.”
Bir gün, kaplumbağa ailesi göletteki suların azaldığını fark etmiş. Su bulmak için nehrin diğer tarafına doğru uzun bir yolculuğa çıkmaya karar vermişler. Minik Kaplumbağa bu yolculuk için çok heyecanlanmış, ama annesi ona tekrar tekrar:
“Yavaş ve dikkatli yürü. Yolda tehlikeler olabilir,” demiş.
Yola çıktıklarında Minik Kaplumbağa neşeyle hoplaya zıplaya ilerlemeye çalışmış. Annesinin uyarılarına aldırış etmeden, büyük taşların üzerinden atlamış, dikenli çalıların arasından geçmiş.
“Bak ne kadar hızlıyım anne!” diye seslenmiş.
Ama çok geçmeden, ayağı kaymış ve kendini bir dereye doğru yuvarlanırken bulmuş. Dere hızlı akıyormuş ve Minik Kaplumbağa korkudan ne yapacağını bilememiş. Annesi hızla yanına gelip onu kurtarmış ve bir kayanın üzerine çekmiş.
“Yavrum, neden beni dinlemedin? Az kalsın akıntıya kapılıp kaybolacaktın,” demiş.
Minik Kaplumbağa, yaşadığı korkunun etkisiyle annesine sarılmış:
“Özür dilerim anne. Seni dinlemediğim için neler olabileceğini şimdi anladım,” demiş.
Yolculuklarına devam ettiklerinde Minik Kaplumbağa artık daha yavaş ve dikkatli yürüyormuş. Ancak bir süre sonra yorulmuş ve annesine seslenmiş:
“Anne, biraz daha yavaşlayabilir miyiz? Sana yetişemiyorum.”
Anne Kaplumbağa durup yavrusuna sevgiyle bakmış:
“Ah yavrum,” demiş. “Ben de yavaşlamak isterdim, ama bu yolculuğu tamamlamak zorundayız. Hayatta bazen, kendi hızımızı belirleyemeyiz. Ama unutma, sabırlı ve kararlı olan her zaman hedefe ulaşır. Eğer kendi yolunu seçmek istiyorsan, önce sorumluluklarını öğrenmelisin.”
Bu sözler Minik Kaplumbağa’nın aklında yer etmiş. O günden sonra sadece yürümek için değil, dikkatli ve bilinçli olmak için de çabalamış. Ve bir gün, kendi kararlarını verebilecek kadar büyüdüğünde, annesinin öğrettiklerini hatırlayarak güvenle yol almış.