Günlerden bir gün kurt çocuklarına yemek aramak üzere ormana doğru yola çıkmış.
Birde bakmış ki çalıların arasından bir ses geliyor.
Sesin yanına doğru ilerlemiş ve yavru bir bebeğin ağladığını görmüş.
Onu ağzıyla bezinden tutmuş ve evine götürmüş.
Evdeki tüm kurtlar onu çok sevmişler.
Bu çocuk insan olduğu için çok akıllıdır onu çok güzel eğitelim demişler. Ayı ona ağaca tırmanmayı öğretmiş.
Kurt ona tuzaklardan korunmayı öğretmiş.
Yılanda ona zor durumda kalırsa sesleri tanıyarak yardım çağırmasını öğretmiş.
Çocuğu insanlardan kaçıran vahşi bir kaplanmış.
Kaplan kurdun çocuğu almasına çok bozulmuş.
O yüzden çocuğu kaçırmayı kafasına koymuş.
Bir gün yağmurlu bir havada çocuk kendine tahtalardan bir çadır yapmaya çalışırken kaplan onu yakalamak üzere yanına gelmiş çocukta zor durumda kaldığında çıkarması gereken sesi ağzıyla söyleyerek yardım çağırmış ve hayvan dostları onu kurtarmış.
Ertesi gün kurt ormanda gezinirken insanların yapmış olduğu çukur tuzağa yakalanmış.
Çukurdan çıkamıyormuş çocuk onun sesini duyarak onu kurtarmış.
Biraz daha geç kalsaymış kaplan onu yiyecekmiş.
Kaplan ikinci kez başarısız olunca maymunlardan yardım istemeye gitmiş.
Maymunlar çocuğu kaçırmak için bir köşeye saklanıp uygun anı beklemişler ve çocuğu kaçırıp maymunların olduğu yere getirmişler ve bir ağaca bağlamışlar.
Havada uçmakta olan bir kuşu gören çocuk ona öğretilen zor durumda kaldığında söylemesi gereken sözü söylemiş hey kuş bende sizin kanınızdanım demiş ve kuş ona doğru uçarak onu maymunlardan kurtarmış.
Gel zaman git zaman çocuk büyümüş ve ormanda uzun süre yürüdükten sonra bir eve doğru gittiğini görmüş.
Evin önünde duran bir kadın ve bebeği onun annesi olduğunu bilmiyormuş.
Kadın çocuğu görünce hemen tanımış ve elindeki bebeği çocuğun kucağına vermiş ve annesi olduğunu söylemiş.
Çok sevinen çocuk bir ömür boyu annesi ve kardeşiyle mutlu bir şekilde yaşamaya devam etmişler.