Bir zamanlar, uzak bir ormanda, nehir kenarında yaşayan bir kaplan varmış. Kaplan, ormanın en güçlü ve en hızlı hayvanlarından biri olarak bilinirmiş. Yüksek ve gür ormanlarda gezdiğinde, etrafındaki diğer hayvanlar ona saygı gösterir, yolunu açarlarmış. Kaplan, çok aç olduğunda nehir kenarındaki alanda gezen bir ceylanı fark etmiş. Kocaman pençelerini çıkararak, hızla ceylanın yanına yaklaşmış ve bir anda ceylanı yakalamış.
Ceylan kaçmaya çalışmış ama kaplanın hızı ve gücü karşısında hiç şansı olmamış. Kaplan, ceylanı yere indirmiş ve ona hak ettiği derin saygıyı göstererek avını yemeye başlamış. O sırada, bir sincap, bir ağacın dalında olanları izliyormuş. Sincap, kaplanın nasıl kolayca bir av yakaladığını görünce, kendine güvenmeye başlamış.
Sincap, “Eğer kaplan bu kadar kolay yakaladıysa, ben de çok hızlıyım, belki ben de avlanabilirim!” diye düşünmüş. Hemen, ormanın iç taraflarında koşan bir tavşan görmüş ve ona yaklaşmak için hızla zıplayarak tavşanın peşinden gitmeye başlamış. Sincap, tavşana yaklaşmış, ama o kadar küçük ve hızlıymış ki tavşan, sincaptan çok daha hızlı hareket etmiş ve kısa sürede kaçıp uzaklaşmış. Sincap, tavşanın peşinden koşarken birden yere düşüp yuvarlanmış. O kadar hızlı hareket ettiğinden, bir ağacın köklerine takılmış ve dengesini kaybetmiş.
Tavşan, sincabın başarısız olduğunu görünce hemen uzaklaşmış. Sincap, acı içinde yerde yuvarlanırken, bir tavuk, ağacın dalında olanları izliyormuş. Tavuk, bu durumdan çok şaşırmış ve “Nasıl olur da bu kadar hızlı bir sincap avlayamaz?” diye düşünmüş.
Tavuk, kendi hızı ve çevikliğine güvenerek, ormanın ortasında dolaşan bir ördeği gözlemeye başlamış. “belki ben bu ördeği yakalayabilirim!” diye düşünerek harekete geçmiş. Hızla kanatlarını çırpmaya başlamış ama ördek, tavuğun ne kadar hızlı olduğunu fark etmiş ve suya doğru hızla kaçmış. Tavuk, ördeği takip etmeye çalışmış ama suya girince tavuk, ördek kadar rahat hareket edememiş.
Tavuk, suyun kenarında sıkışmış ve etrafındaki diğer kuşlardan gülüşler duymaya başlamış. O an anlamış ki, kendi yetenekleri dışında bir şey yapmaya çalışmak yerine, kendisinin en iyi olduğu alanda hareket etmesi gerekiyormuş.
Bir süre sonra, sincap da yerden kalkıp ağacın tepe dallarına zıplayarak, kendi çevikliğine güvenmeye başlamış. Kaplan, avını yavaşça bitirip, ormanın derinliklerine doğru geri çekilirken, herkes kendi yeteneklerini anlamıştı. Her biri, başkalarını taklit etmek yerine, kendi benzersiz özelliklerini keşfetmenin önemini öğrenmişti.
Ve böylece, ormanda her hayvan kendi yolunda, kendi yeteneklerine göre yaşadığı hayatını sürdürmeye başlamış. Bazen, taklit etmek yerine, kendi gücüne güvenmek ve içindeki potansiyeli görmek daha iyi sonuçlar verirmiş.