Nasrettin Hoca’ nın canı et yemeği istemiş bir gün. Kasaptan iki kilo et alıp evine götürmüş.– Akşama güzelce pişir bunları, demiş hanımına. Ne var ki o gün eve hanımı misafirleri…
Zamanın birinde bir çiftlikte küçük bir kırmızı tavuk yaşarmış. Tavuk kendi yiyeceğini kendi bulur ve bu güzel çiftlikte çok mutlu bir hayat yaşarmış. Bir gün buğday taneleri bulmuş ve bunları…
Aksak Timur, Nasreddin Hocanın köyüne uğrar.Köylü padişahı layıkıyla ağırlar.Padişah da giderken bu konukseverliğe karşılık; “Köyünüze bir fil hediyem olsun” der ve gider.Fil bu zamanla bağ bahçe koymaz her yanı talan…
Bir zamanlar genç bir terzi yaşarmış. Bir dikiş makinesi ve küçücük bir dükkânı varmış. Sabahlara kadar uğraşıp didinir ama pek az para kazanırmış. Çok soğuk bir kış gecesi dükkanı kapatırken…
Var var iken, yok yok iken, uzak bir diyarda, bir ormanın tam orta yerinde bir deve ile ailesi beraber yaşarmış. Bu ailenin minik bir yavrusu varmış. Anne deve, nereye giderse…
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, ormanlardan bir ormanda bir kurt yaşıyormuş. Bir zamanlar uludu mu dağı taşı inleten, gölgesini gören hayvanlara bile korku saçan bu…
Bir varmış, bir yokmuş. Allah’ın kulu çokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken pireler berberlik yaparmış. Sen ninenin beşiğini tıngır mıngır sallarken sizi gören melekler gıpta ile…
Hoca yolculuk sırasında mola verip bir hana girer.Bu sırada hana bir başka yolcu daha girer ve ikisi birden hancıdan yiyecek birşeyler isterler.Fakat hancı yiyecek olarak sadece bir balık olduğunu söyler…
Bir zamanlar, kuşlar kendi aralarında bir tiyatro kurmuşlardı. İlk temsillerini vereceklerdi. Hepsi de çok heyecanlıydı. Kolay mı? O gece tüm orman onları seyretmeye gelecekti. En önde gelen ormanların kralı aslandı….
Günlerden bir gün, çok güzel kaval çalan bir balıkçı varmış. Bir gün yanına kavalını da alıp denize gitmiş. Bir kayanın üzerine oturup başlamış kaval çalmaya. Balıkların bu güzel sesin büyüsüne…