Günlerden bir gün, ormanlar kralı dehşetle kükrüyor, karnını doyurmak için kendinden güçsüz hayvanları avlamaya devam ediyordu. Ondan kaçıp kurtulmak çok zordu. Bir gün ceylanlar, kuşlar, kaplumbağalar, tavşanlar, dağ keçileri, zürafalar…
Bir zamanlar, uzak bir ormanda, büyük bir krallık varmış. Ormanın kralı ise, gücüyle ünlü, her hayvana hükmeden bir aslanmış. Aslanın kükremesi, tüm ormanı titretir, diğer hayvanlar ona saygı duyar ve…
Bir zamanlar uzak diyarlarda fakir bir adam tuz satarak geçimini sağlıyormuş. Her sabah erkenden kalkıp toz torbalarını eşeğinin sırtına yükleyip pazara gidermiş. Bir gün yine pazara giderken eşeğin ayağı kaymış…
Güzel bir gün, bir domuzcuk, spor yaparak kendini dinç tutmaya çalışıyormuş. Bunu gören tilki domuzun ne yaptığını anlamaya çalışmış ve sormuş:– Domuz kardeş ne yapıyorsun orada?Domuz cevaplamış:– Kendimi güçlendiriyorum. Böylece…
Adamın birisi çok güzel kaval çalarmış. Bu adam aynı zamanda balık tutar, geçimini böyle sağlarmış. Bir gün düşünmüş ve balık tutarken kaval çalmaya karar vermiş. Böylece kavalın sesini beğenen balıkları…
Günlerden bir gün Erdem ile Buğra adında iki arkadaş doğada gezintiye çıkmışlar. Doğanın güzelliğinin tadını çıkararak ormana doğru yürürken, bir anda bir ayının kendilerine doğru geldiğini görüp korkudan koşmaya başlamışlar….
Günlerden bir gün, bir kurt, öyle acıkmış öyle acıkmış ki, karşısına çıkan ava saldırdığı gibi onu kemikleriyle beraber yutmuş. Bu sırada boğazına bir kemik takılmış. Uluya uluya etrafta dolaşmaya başlamış;-“İmdat!…
Bir zamanlar, yemyeşil ormanların birinde, birbirinden farklı hayvanlar yaşarmış. Bu ormanın en hızlı hayvanı ise hiç şüphesiz tavşandı. Kocaman kulakları, uzun bacakları ve neşeli tavırlarıyla tavşan, her fırsatta hızını övüp…
Kartal yuvasını ihtiyar bir meşe ağacını tepesine yapmıştı. Bir yaban kedisi de bu ağacın ortasındaki bir kovukta yaşıyordu. Yerde ise domuz yavrularıyla birlikte huzur içinde yaşıyordu. Yaban kedisinin hainliği olmasaydı…
Günlerden bir gün, bir kurt, avladığı avını yerken boğazına bir kemik parçası saplanmış. O kadar uğraştığı hâlde kemik parçasını çıkaramamış. Boğazı şişmeye başlamış, neredeyse boğulacakmış. Bir kurtarıcı bulur muyum diye…