Sümbül küçüklüğünden beri anne ve babasıyla beraber açmış oldukları çiçekçi dükkanını işletiyordu. Çiçekleri o kadar çok seviyordu ki hem çiçeklerle aynı yerde bulunmak hem de bununla geçimini sağlamak onun için…
Yine bir yaz tatiliydi ve Serhat yaz tatilinin ilk ayını geçirmek üzere köye, anneannesinin ve dedesinin yanına gitmişti. Orada ayrıca teyzesi ve kuzenleri de vardı. Onlarla hergün gezmeye ve oyun…
Ali ilkokula henüz yeni başlamıştı. Bu Ali için adeta babası gibi işe gitmek anlamına geliyordu. Çünkü artık onun da erkenden uyanıp belli bir saatte evden çıkmış olması gerekiyordu. Bu, Ali…
O gün hava çok güzeldi. Menekşe sokağındaki trafik lambasının canı çok sıkılıyordu. Her gün aynı şeyleri yaptığını ve kimsenin onu fark etmediğini düşünüyordu. Bir oyun oynayacaktı. Kırmızı yanması gereken lambayı…
Evvel zaman içinde, kalbur saman iÇİnde, bir memlekette bir kumaş tüccarı varmış. Bu tüccarın bir de ahmak bir oğlu varmış. Tüccar bir sabah dükkanını açlığında, altın ve gümüşle dolu para…
Kendini beğenmiş bir alakarga varmış. Öteki alakargaların hepsinden daha büyükmüş. Övünerek, böbürlenerek; diğer alakargaları hor görmeye başlamış. Karakargaların arasına gitmiş. Onlarla oturmak istemiş. Ama karakargalar “Biz senin şeklini de sesini…
Adamın biri zenci bir köle almış: “Eski efendisi aldırmamış, temizliğine bakmamış da onun için bu böyle kapkara olmuş” diyerek hamama sokmuş. Yıkamış, yıkamış, bir daha yıkamış, ama ne su işe…
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, bir padişahın şirin mi şirin, tatlı mı tatlı bir kızı ve oğlu varmış. Padişah, her iki çocuğunu da her şeyden çok sever, onlar…
Bir varmış, bir yokmuş. Büyük saraylardan birinde bir kral ve üç oğlu yaşarmış. Kralın iki oğlu kendini beğenmiş ve kötüymüş. En küçük oğlu ise çok iyi yürekli bir gençmiş. Bir…
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde memleketin birinde bir avcı varmış. Her sabah erkenden ormana gider, av yaparmış. Avladığı hayvanların etini evine getirir, kürkünü ise pazarda…