Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde kalabalık ve düzenli bir şehirde yaşayan bir kedi varmış. Bu kedinin ismi Kahve’ymiş. Kahve sürekli evde durmayı sevmez, arada dolaşmak…
Mars’tan mutlu ayrılmış Pati ve Domuzcuk ikilisi bu sefer rotalarını Neptün’e çevirmişler. Güneşe en uzak gezegen olan Neptün’ü ve onun en büyük uydusu olan Triton’u görmek için yola çıkmışlar. Neptün mavi bir gezegenmiş…
Firavun için çalışan kahinler, saltanatı yıkacak olan çocuğun yakın bir zamanda dünyaya geldiğini söylediler. Firavun ölmek istemiyordu. Ölmemek için öldürmek istiyordu. O sene doğan tüm erkek çocukları, askerleri ile öldürmeye…
Kızkulesi Adası, o dönemde Kubadabad Saltanat Kentinin haremliği olarak bilinirdi. Ada da etrafı büyük sularla çevrili bir tane kale ve tam orta yerinde yüksekçe bir tane kule bulunmaktaymış. Bu kalede…
Ağrı Dağı Efsanesi günün birinde keçe üzerine ağaç ve güneş işlenmiş çok asil bir at Ahmet’in kapısının önüne gelerek kapının tahta tokmağını kokluyor. Henüz atı kimseler görmezken Sofi ilk görenlerden…
Ormanda bir ayıya boğa yılanı musallat olmuştu. Beline sarılmış sıkıştırıyordu. Ayı can havliyle bağırıyor, yardım istiyor, çırpınıyordu. Bu sırada oradan geçmekte olan bir adam bağırtıyı duyarak geldi; kılıcını çekerek yılanı…
Eski zamanlarda bir padişah varmış. Yetmiş yaşına giren kişileri, işe yaramıyorlar diye öldürtürmüş. Bir delikanlının yetmiş yaşında bir babası varmış. Bu delikanlı babasını öldürtmek istemediğinden uzun müddet saklamış onu. Delikanlı…
Bir varmış, bir yokmuş, bir büyük kasabada bir bey yaşıyormuş. Bu beyin adı Mehmet imiş. Mehmet beyin güzel bir kızı varmış. Bütün zengin aileler Mehmet beyin kızına dünür saklıyorlarmış, fakat…
Bu saatleri çok seviyorum. Ocakta pişen yemeğin mis kokusu her yanı kapladı. Şimdi çocuk olmak vardı, diyorum. Mutfaktakiler bana gülüyor. Sofra hazırlıkları son sürat devam ediyor. Şakır şukur, takır tukur……
Mehmet, kitaplarını taşımaktan yorulan kardeşlerine yardım ediyordu. Aslında Mehmetlerin köyünde okula gidilirken çok kitap götürmezdi çocuklar. Sadece kalem ve defterlerini yanlarında taşırlar, kitaplarını okulda okurlardı. Evde de okuyacak kitapları olurdu…