Bir zamanlar, uzak bir ülkede yaşayan zalim bir avcı varmış. Avcılığa pek meraklıymış. Günlerden bir gün, avcıya bir kaç arkadaşı konuk olmuş. Sürekli av yaptığından hiçbir iş yapmazmış, haliyle de…
Bir zamanlar, bir evin salonunda, her sabah ailesini uyandıran altın rengi bir çalar saat varmış. Bu çalar saat, herkesin hayatında ne kadar önemli olduğunu düşünüyor, günde iki kez “tik-tak” sesleriyle…
Aslan, kurt ve tilki, üçü bir olmuşlar, avlanmaküzere ormana girmişlerdi. Akşama kadar bir dağöküzü, bir keçi, bir de tavşan avlayan üçarkadaş, avlarını sırtlayarak bir mağarayagetirmişler, sofraya oturmuşlardı. Aslan, kurdadönerek:“Gel bakalım…
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalabalık bir köyde yaşayan Mine adında bir kız varmış. Mine, hayaller kurmayı çok sever, ama kendisini her zaman diğerlerinden üstün görürmüş. “Gökyüzünü bile…
Bir zamanlar, ormanın kenarındaki bir çiftlikte yaşayan bir tavuk anne ve beş sevimli civcivi varmış. Anne tavuk, civcivlerini çok sever ve onları her zaman tehlikelerden korumaya çalışırmış. Ancak çiftliğin çevresinde…
Bir zamanlar anne köpek ve yavrusu beraber yaşıyorlardı. Ne zaman yavru köpek kuyunun yakınında oynamak isterse, annesi onu; “kuyuya sakın yaklaşma” ya da “kuyunun etrafında oynama!” diye uyarırdı. Bir gün,…
Bir zamanlar büyük bir sitenin bahçesinde, İnceses adında bir kedi yaşarmış. İnceses, adından da anlaşılacağı gibi zayıf ve ince bir sese sahipmiş, ama bu onu pek de rahatsız etmiyormuş. Ancak…
Bir tüccarın papağanı vardı; ama bu güzelkuşu kafese kapatmıştı. Tüccar bir günHindistan’a gitmek için yol hazırlığına başladı.Kölelerinin, cariyelerinin her birine tek tek,döndüğünde kendilerine neler getirmesiniistediklerini sordu. Hepsi ayrı şeyler istedi.Tüccar…
Günlerden bir gün, bir çocuk bahçede oyun oynuyormuş. Kelebeklerin peşinden koşuyor, onları yakalamaya çalışıyormuş. Rengarenk çiçeklerin aralarında olduğu için çok mutluymuş. Sonra zıplayan bir kurbağa görmüş. Kurbağanın peşinden koşarken kurbağa…
Günlerden bir gün, geçimini ormanda odun keserek karşılayan bir oduncu vardı. Oldukça fakir olan bu oduncu küçük bir kulübede kıt kanaat yaşıyordu. Bir gün ormanda yangın çıktı, bu büyük yangında…