Bir zamanlar, uzak bir köyde bir çoban yaşarmış. Yalnız, sade bir hayat süren bu çoban, her sabah koyunlarını otlatmaya çıkar, akşam olunca ise onları güvenli bir şekilde ağıla toplar, ardından…
Bir zamanlar çok, ama çok yaşlı bir adam vardı. Gözlerine perde inmişti, kulakları duymuyor, dizleri titriyordu. Sofraya oturduğu zaman kaşığı bile tutamıyordu; çorbasını masa örtüsüne döküyor, salyaları ağzından akıyordu.Oğluyla gelini…
Bir zamanlar, uzak bir köyde, Keloğlan adında akıllı ama yaramaz bir genç ile annesi yaşarmış. Yılların yorgunluğu, annesinin yüzünü asmıştı ve iyice huysuzlaşmıştı. Keloğlan, annesini çok severdi ve ona her…
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uzak diyarlarda Keloğlan adında tatlı mı tatlı, akıllı mı akıllı bir çocuk yaşarmış. Keloğlan’ın en sevdiği şey arkadaşlarıyla oyun oynamak…
Bir zamanlar, yemyeşil ormanlarla çevrili, gökyüzü her sabah rengarenk ışıklarla boyanmış bir köy vardı. Bu köyde, sabah güneşi doğarken, her gün gökyüzünde büyüleyici bir gökkuşağı belirirdi. Köy halkı, bu muazzam…
Bir zamanlar, vücudun derinliklerinde yaşayan organlar, yıllardır huzur içinde çalışıyormuş. Her biri kendi görevini en iyi şekilde yerine getiriyor, birbirleriyle uyum içinde, vücudu sağlıklı tutmak için çaba gösteriyormuş. Kalp, kanı…
Bir zamanlar, ormanın derinliklerinde yaşayan kurnaz bir tilki varmış. Bu tilki, diğer hayvanları kandırıp avcıların tuzaklarına yönlendirmekle ünlüymüş. Karşılığında avcılardan her zaman güvenli bir geçiş ve yiyecek alırmış. “Bu ormanda…
Zamanın birinde, yemyeşil çimenlerle kaplı bir köyde, kendine özgü bir tavuk yaşarmış. Adı Gıt Gıt’mış. Gıt Gıt, diğer tavuklardan farklıymış. O, sabahları gökyüzüne bakarken, kanatlarını çırpıp özgürce uçmayı hayal edermiş….
Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar, Zeynep adında küçük bir kız varmış. Zeynep, kocaman gözleri ve kocaman bir kalbi olan, neşeli ve meraklı bir çocukmuş. Zeynep’in en sevdiği şeylerden biri,…
Sultan Alaaddin zamanında 3 Hristiyan alim papaz, Anadolu’yu dolaşarak halkın kafasını karıştırmayı kendilerine görev edinmişler. Gittikleri yerlerde o yörenin en alim kişisini bulup her biri ona cevabı bilinmeyen bir soru…