Pelin, ailesi ile İzmir’den Ankara’ya taşınmıştı. Babasının tayini çıkmıştı. Ankara, İzmir’den çok farklıydı. Yeni bir evleri, yeni bir mahalleleri olmuştu. Pelin yeni okuluna başlamıştı. Okuluna ve arkadaşlarına henüz alışamamıştı. Kendini…
Her gün yaptığım gibi ormanı temizlemeye çıkmıştım. Orman benim evim, temiz tutmak da benim görevim. Derken bir kız beliriverdi. Kırmızı başlık ve peleriniyle çok şüpheli bir görünümü vardı. Kimin aklına…
Yaz tatili yaklaşmıştı. Küçük Aslı televizyon izliyordu. Bu sırada annesi, “Kızım sana söylüyorum, neden cevap vermiyorsun?” diye sesleniyor, fakat Aslı duymuyordu. Çünkü Aslı, televizyondaki filmi seyrederken hayallere dalmıştı. Biraz sonra…
Günlerden bir gün, Ramses uyandığında kendini dünyanın merkezinde bulur. Üstelik, dünyanın merkezi öyle kolay hazmedilir bir yer değildir. Yaşanasıdır belki, lakin yaşayan tektir. Merkezin dışındakiler merkeze bağlı birer kukladırlar. Kuklalar…
Zamanın birinde, bundan çok yıllar önce. Saraylarda padişahların yaşadığı, meydanlarda okların atıldığı, pazarlarda altın sikkelerle alış veriş yapıldığı zamanın birinde… Güzel bir bahçenin tam ortasına kurulu bembeyaz bir ev varmış….
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, nice hayvan yaşarmış büyük orman içinde. Kimisi güzel, kimisi çirkin, kimisi sincap, kimisi maymunmuş. Hepsi de hayatından memnunmuş. Bu ormanda…
Bir zamanlar, ormanın yanında, güzel bir sarayda yaşayan bir kral varmış. Bu kralın birkaç tane güzel kızı varmış. Sarayın yakınlarında bir göl varmış. En küçük kızı yazları göl kenarında oturur,…
Nasrettin Hoca’ nın canı et yemeği istemiş bir gün. Kasaptan iki kilo et alıp evine götürmüş.– Akşama güzelce pişir bunları, demiş hanımına. Ne var ki o gün eve hanımı misafirleri…
Zamanın birinde bir çiftlikte küçük bir kırmızı tavuk yaşarmış. Tavuk kendi yiyeceğini kendi bulur ve bu güzel çiftlikte çok mutlu bir hayat yaşarmış. Bir gün buğday taneleri bulmuş ve bunları…
Aksak Timur, Nasreddin Hocanın köyüne uğrar.Köylü padişahı layıkıyla ağırlar.Padişah da giderken bu konukseverliğe karşılık; “Köyünüze bir fil hediyem olsun” der ve gider.Fil bu zamanla bağ bahçe koymaz her yanı talan…