Bir zamanlar, yemyeşil ormanların birinde, birbirinden farklı hayvanlar yaşarmış. Bu ormanın en hızlı hayvanı ise hiç şüphesiz tavşandı. Kocaman kulakları, uzun bacakları ve neşeli tavırlarıyla tavşan, her fırsatta hızını övüp durur, “Beni kimse yakalayamaz! Ben ormanın en hızlısıyım!” derdi.
Bir gün, tavşan yine ormanın meydanında çevresindeki hayvanlara gösterişli bir şekilde koşarken, bir kaplumbağa yanına yaklaşmış. Kaplumbağa, tavşanın kibirli övünmelerine dayanamamış ve şöyle demiş:
— “Tavşan, senin kadar hızlı olamam belki, ama seninle bir yarış yapmayı çok isterim.”
Tavşan, kaplumbağanın bu cesaretine önce gülmüş. Kaplumbağa mı? O kadar yavaş ki! Ama yine de meydan okumayı kabul etmiş:
— “Hahaha! Yavaş, ağır ve tembel bir kaplumbağa ile mi yarışacağım? Ben seni bir saniyede geçerim! Tamam, kabul ediyorum! Yarış yapalım!”
Hayvanlar, bu ilginç yarışa şahit olmak için etrafı sarmış. Yarış başlamak üzereymiş. Başlama çizgisine geldiklerinde, tavşan bir kez daha gülerek şöyle demiş:
— “Hadi bakalım, yavaş kaplumbağa! Hazır mısın? Ben seni çoktan geçtim bile!”
Yarış başladığında, tavşan öylesine hızla koşmuş ki, bir anda kaplumbağayı çok gerilerde bırakmış. O kadar hızlıydı ki, sanki rüzgar gibi. Ama tavşan o kadar hızlı gidiyordu ki, bir süre sonra yorulmuş ve biraz dinlenmeye karar vermiş.
— “Bu kadar öndeyken bir kısa molaya ne olur ki?” diye düşünerek, bir ağacın altına uzanmış ve gözlerini kapatmış.
Fakat kaplumbağa hiç durmamış. Yavaş ama sabırlı adımlarla ilerlemiş, tavşan uyurken yanından geçmiş.
— “Beni yavaş sanıyor, ama ben durmadan devam ediyorum,” diye düşünerek, kararlı bir şekilde yoluna devam etmiş.
Tavşan, derin bir uykudayken, kaplumbağa hiç hızını kesmeden ve duraksamadan yarışı devam ettirmiş. Ormanın derinliklerinden, ağaçların arasından geçerken sadece bir hedefi varmış: Zafer!
Ve işte, bir süre sonra kaplumbağa, tavşanın hâlâ uyuduğuna aldırmadan, bitiş çizgisine varmış ve yarışı kazandığını haykırmış.
Tavşan birden uyanmış ve gözlerini açmış. O da ne? Kaplumbağa bitiş çizgisine çoktan varmış ve kazanmış!
— “Ama… nasıl olabilir? Ben çok hızlıydım!” demiş tavşan şaşkın bir şekilde.
Kaplumbağa, başını hafifçe eğmiş ve tavşana gülümsemiş:
— “Hız her zaman kazandırmaz, tavşancığım. Sabır ve azimle yola devam etmek de bazen zaferi getirir.”
Ve o günden sonra tavşan, bir daha kimseye kibirli bir şekilde hızlı olduğunu söylememiş. Kaplumbağa ise, sabırla adım adım ilerleyerek kazandığı zaferin tadını çıkarmış.
Masalın Öğüdü:
Sabır ve azim, hızdan daha önemlidir. Her şeyin hızlıca yapılması gerekmez, yavaş ve kararlı bir şekilde ilerleyerek başarıya ulaşmak da mümkündür.