Masal Sarayı

En güzel çocuk masalları, çocuk hikayeleri, keloğlan masalları ve daha fazlası sitemizde.

Yeni Tavuk Masalı

Bir zamanlar, çok uzaklarda yemyeşil bir köyün kenarında, içinde birbirinden güzel tavukların yaşadığı bir kümeste, eski bir düzen vardı. O kümeste herkesin bir yeri vardı; en güçlü, en hızlı tavuklar, en büyük kümeste, en çok değer verilenlerdi. Ama bir sabah, o kümese çok farklı bir tavuk geldi. Adı Pembe’ydi, ama adından çok renginden dolayı bu tavuk hemen dikkat çekmişti. Diğer tavukların tüyleri sarı, beyaz ya da kahverengiyken, Pembe’nin tüyleri yumuşacık bir şekilde açık pembeydi. Gözleri ise hep meraklı ve parlaktı.

Kümeste daha önce hiç böyle bir tavuk görülmemişti. Eski tavuklar, “Burası bizim yerimiz, yeni gelenlere yer yok!” dediler. Pembe, kocaman kümeste kendine bir köşe bulmaya çalıştı ama ne kadar uğraşsa da diğer tavukların ona uzak durduğunu fark etti. O günlerde, Pembe’nin en büyük sorunu yalnızlıktı. Diğer tavuklar onunla konuşmaz, yanında oturmazlardı. Pembe, her sabah bir kenarda tek başına oturur, tavukların mutlu bir şekilde cıvıldadıkları oyunlarına katılamazdı.

Bir gün, köyde büyük bir fırtına çıktı. Gökyüzü kara bulutlarla kaplandı, rüzgar o kadar güçlüydü ki, ağaçlar bile sallanıyordu. Kümeste tavuklar, korku içinde birbirlerine yaklaşarak sığınacak yerler aradılar. O kadar büyük bir gürültü vardı ki, tavukların çoğu korkudan ne yapacaklarını bilemediler. Sadece Pembe, o anı dikkatle izliyordu.

Birdenbire, büyük bir çatırtı sesi duyuldu ve kümeste, fırtınanın etkisiyle kapı yerinden çıktı. Kapı tamamen açıldı ve rüzgarın gücüyle tavuklar panik içinde kümesten dağılmaya başladı. O anda, Pembe hiç tereddüt etmeden koştu. Diğer tavuklar dağılmış, korkmuş ve paniklemişti. Pembe, kümesin dışında bir tepeye doğru koştu. O sırada, kümeste yalnızca yaşlı tavuklar ve yavrular kalmıştı. Herkes paniğe kapılmış, sığınacak bir yer bulmaya çalışıyordu. Ama Pembe, korku nedir bilmezcesine, fırtınanın içine doğru ilerliyordu.

Gözleri parlıyor, tüyleri rüzgarla savruluyordu. Birkaç adım daha attı ve bir anda bir tavuk sesi duydu. Kümesin yakınlarında bir yavru tavuk, fırtınanın etkisiyle çimenlere düşüp kaybolmuştu. Yavru tavuk, korkudan çırpınıyor, çıkacak bir yol arıyordu. Pembe hızla yavruyu buldu, onu kanatlarının altına alarak fırtınadan korudu. Yavru tavuk, ilk kez bir tavuk tarafından korunuyordu. O an, Pembe’nin içinde büyüyen bir güç vardı. Diğer tavuklar fırtınadan kaçarken, o yavruyu bir kenara güvenle götürdü.

Yavaşça geri dönerken, Pembe’nin liderlik gücü, diğer tavuklar tarafından fark edilmeye başlandı. Fırtına yatıştığında, tavuklar kümese geri döndü. Ancak, bir şey değişmişti. O günün sonunda, tavuklar, artık Pembe’ye eskisi gibi soğuk bakmıyorlardı. Onun cesaretini, içindeki liderlik gücünü gördükten sonra, onu kendi aralarına kabul etmeye karar verdiler.

Pembe artık sadece bir yeni tavuk değil, aynı zamanda en cesur ve en güvenilir tavuktu. O günden sonra, her tavuk, Pembe’ye saygı gösteriyor, onun liderliğini kabul ediyordu. Pembe, bir zamanlar yalnız kaldığı kümeste artık arkadaşlarının sevgisini kazanmış, en çok değer verilen tavuk olmuştu.

Ve işte o günden sonra, her tavuk, Pembe’nin masalını anlatır olmuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to top