Masal Sarayı

En güzel çocuk masalları, çocuk hikayeleri, keloğlan masalları ve daha fazlası sitemizde.

Zalim Avcı Masalı

Bir zamanlar, yemyeşil ağaçların dallarını gökyüzüne uzattığı, rengârenk çiçeklerin ormanı süslediği bir diyarda, hayvanlar huzur içinde yaşarmış. Bu ormanda, tavşanlar yuvalarında mutlulukla zıplar, sincaplar dallar arasında oyunlar oynar, kuşlar neşeli şarkılar söyler ve geyikler özgürce dolaşırmış. Ancak bu huzur dolu hayat, bir sabah ansızın değişmiş.

Güneş doğarken, ormanın derinliklerine ağır adımlarla bir avcı inmiş. Elinde parlayan tüfeği, sırtında asılı ok ve yayları, hayvanların dikkatini çekmiş. Avcının ağır botları, ormanın sessizliğinde yankılanan bir tehdit gibiymiş. Hayvanlar, yabancı bir kokuyu sezmiş ve içlerine garip bir korku düşmüş.

Avcı, ilk olarak bir derenin kenarına varmış. Bir zamanlar derenin kenarında su içen geyikler, bu kez çalıların arasına gizlenmiş. Tavşanlar, yuvalarına sığınmış, sincaplar ise ağaçların en yüksek dallarına tırmanmış. Hatta kuşlar bile sessizleşip gökyüzüne yükselmiş. Orman bir anda nefesini tutmuş gibi olmuş.

Bir tavşan, korkudan tir tir titreyerek yaşlı bir baykuşun yanına gitmiş:
“Baykuş Amca, bu ormana ne oluyor? Neden herkes bu kadar korkuyor?” diye sormuş.

Yaşlı baykuş, kanatlarını yavaşça çırparak tavşana cevap vermiş:
“Evlat, bu gelen bir avcı. Tüfeği ve yaylarıyla ormanın huzurunu bozmak için burada. Ama korkma, birlikte bir çözüm bulabiliriz.”

Baykuşun çağrısıyla tüm hayvanlar, büyük meşe ağacının altında toplanmış. Tilki, sincap, geyik, tavşan ve diğer hayvanlar, avcıya karşı ne yapacaklarını konuşmaya başlamışlar.

Tilki, kurnaz bir fikirle ortaya atılmış:
“Avcıyı ormandan korkutup uzaklaştırmalıyız. Onu kendi tuzağına düşürmek için iş birliği yapalım.”

Geyik, bu fikri onaylamış:
“Ben ormanda onu oyalayabilirim, böylece plan için zaman kazanırız.”

Sincap ise:
“Ben dallardan düşen kozalaklarla sesler çıkarırım, avcıyı korkutabilirim.” demiş.

Baykuş ise herkese güven vermiş:
“Birlik olursak, bu tehlikeyi birlikte atlatabiliriz.”

Ertesi gün, avcı ormanın daha derinlerine ilerlemiş. Geyik, çalıların arasında belirmiş ve avcıyı peşinden koşturmuş. Avcı, geyiği yakalamak için daldan dala koşarken, sincaplar yukarıdan kozalakları düşürerek sesler çıkarmış. Bu sesler, avcının dikkati dağılmış bir şekilde ormanda dönüp durmasına neden olmuş.

Tavşanlar ise bir başka noktada, çalıların arasına çalılar ve dallarla bir tuzak hazırlamış. Bu tuzak, avcıyı çamurun içine düşürmek için yapılmış. Geyik, avcıyı bu tuzağa doğru yönlendirmiş ve sonunda avcı, hazırlanan çukura düşmüş.

Avcı, çamurun içinde sıkışmış bir halde yardım için bağırmaya başlamış. Baykuş, diğer hayvanlarla birlikte çukura yaklaşmış ve kanatlarını çırparak avcıya şöyle seslenmiş:
“Ey insan, bu orman huzur içinde yaşar. Eğer burada av peşinde koşmaya devam edersen, bu orman sana huzur vermeyecek. Git buradan ve bir daha geri dönme!”

Avcı, hayvanların birlikteliğinden ve zekâsından çok etkilenmiş. Tüfeğini ve yayını ormanın kenarında bırakmış ve bir daha asla geri dönmemek üzere uzaklaşmış. Orman yeniden eski huzuruna kavuşmuş. Hayvanlar, bu zaferin birlik ve dayanışma sayesinde kazanıldığını anlamış. Baykuş, meşe ağacının dalından aşağı bakarak genç hayvanlara şöyle demiş:
“Birlikte hareket edersek, en büyük tehlikeleri bile atlatabiliriz. Bu orman, bizim yuvamız ve burada huzuru korumak bizim elimizde.”

Ve o günden sonra, ormanın sakinleri birlikte daha güçlü olmuş, neşeyle dolu günlerine geri dönmüşler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to top