Bir gün Nasreddin Hoca, köydeki pazar yerine gitmek için eşeğine bindi. Hava çok sıcaktı ve güneş tepede parlarken, Hoca yolda bir adamla karşılaştı. Adam, Hoca’ya seslendi ve “Hoca, çok yoruldum….
Once upon a time, there was a very poor miller. Before he died, he divided all his belongings among his three sons. He gave the mill to the eldest son,…
Bir zamanlar, yemyeşil çimenlerin uzandığı, çiçeklerin en güzel renkleriyle açtığı ve kuşların sabahları şarkılar söylediği bir orman varmış. Bu ormanın adı Umut Ormanı’ymış ve burada her canlı, birbirine yardım etmek…
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uzak bir diyarda, çocuk sahibi olmayı çok isteyen yaşlı bir kadın yaşarmış. Bir gün, bu dileğini gerçekleştirecek bir periyle karşılaşmış….
Bir varmış bir yokmuş, uzak diyarlarda, yemyeşil ormanların kuytusunda, küçük bir köyde Mina adında bir kız çocuğu yaşarmış. Mina, sabahları hiç uyandırılmak istemezmiş. Özellikle okula gitmek için güne başlamak ona…
Bir zamanlar uzak diyarların birinde, geceyi asla uyumadan geçiren bir grup çocuk yaşarmış. Geceleri, yavaşça düşen kar tanelerinin sessizliğinde, gökyüzü mavi ve ay parlakken, o çocuklar gözlerini kapatmaz, oyunlarını sürdürürlermiş….
Bir zamanlar, küçük bir köyde çok sevimli bir ev kedisi yaşarmış. Adı Minik’ti. Minik, sahiplerinin çok sevdiği, pamuk gibi yumuşak tüyleriyle herkesin gönlünü kazanmış bir kediydi. Evde oldukça rahat bir…
Bir zamanlar, uzak bir ülkede çok zengin bir tüccar yaşarmış. Bu tüccarın tek oğlu varmış ve adı da Viktor imiş. Viktor, çok neşeli, eğlenceli ve biraz da tembel bir gençti….
Bir varmış, bir yokmuş… Uzak bir köyde, ormanın derinliklerinde yaşayan küçük bir kız varmış. Adı İzel’miş. İzel, çok meraklı ve hayal gücü geniş bir çocukmuş. Günlerini ormanda koşarak, ağaçlara tırmanarak…
Once upon a time, in a distant city, there was a robot created to make people’s lives easier. This robot’s name was Robin. Robin was very smart and always told…