Yaz tatili yaklaşmıştı. Küçük Aslı televizyon izliyordu. Bu sırada annesi, “Kızım sana söylüyorum, neden cevap vermiyorsun?” diye sesleniyor, fakat Aslı duymuyordu.
Çünkü Aslı, televizyondaki filmi seyrederken hayallere dalmıştı. Biraz sonra annesi geldi. Seslendiğini takat duymadığını söyleyince şaşırdı ve annesinden özür diledi.
Aslı odasına çekilip düşünmeye başladı: “Kendimi filmlerde olduğu gibi seyircilerin alkışladığı büyük bir sporcu gibi hayal ediyordum. Bundan dolayı annemin sesini işitmedim.Özellikle yalnız kaldığım zamanlarda bu durum başıma geliyor. Bazen kendimi usta bir ressam, hatta bazen de meşhur bir yazar gibi hissediyorum. Bana neler oluyor?”
Aslı böyle düşünürken odanın açık kalan kapısında annesi göründü. Onun dalgın, sessiz ve kendisini fark etmediğini görünce yanına yaklaşıp başını okşadı, Son günlerde onu dalgın gördüğünü, neler olduğunu sordu. Çünkü Aslı’yı daha önce hiç böyle görmemişti.
Aslı şöyle dedi: “Anneciğim! Özür dilerim, geldiğini fark edemedim. Dalmışım yine. Kendimi seyircilerin alkışladığı meşhur bir sporcu olarak hayal ediyordum, Annesi şöyle karşılık verdi: “Yavrucuğum! Bu durum normal bir şey. Bunlara ‘gelip geçici hayaller’ denir.” Aslı biraz da korkarak şöyle sordu: “Anneciğim, bunlar hastalık belirtileri olmasın?”
Annesi tebessüm ederek şöyle cevap verdi: “Hayır yavrucuğum, hepimizin hayalleri vardır. Fakat senin problemin bu hayalleri gerçekleştiremiyor olman. Biliyorsun ki Allah insanın yaptıklarını görür ve ona göre hesaba çeker. Bundan dolayı faydalı işlerle ilgilenmen gerekir. Yoksa vaktini boş hayal ve kuruntularla geçirmiş olursun. Yüce Allah’ımızın su sözünü daima hatırla: “De ki; (yapacağınızı) yapın! Yaptıklarınızı Allah da, Resulü de, müminler de görecektir.” (Tevbe Suresi, 105)
Aslı, nasihatlerinden dolayı annesine teşekkür etti. Neler yapabileceğini düşünmeye başladı. “Acaba ne yapabilirim, neler hoşuma gider? Öğrenmek istediğim çok şey var… Galiba en çok hoşuma giden hat (güzel yazı) sanatı. Dedemin bu alanda yaptığı yenilikleri her gördüğümde merakım daha da artıyor çünkü.”
Aksam olunca babasına hat sanatına olan ilgisinden bahsetti. Babası onun bu fikrini beğenip şöyle dedi: “Güzel düşünüyorsun kızım. İnsanın vakitlerini faydalı hobilerle değerlendirmesin den daha güzel bir şey yoktur. İnanıyorum ki deden de bu habere çok sevinecek ve senden yardımını esirgemeyecektir
Ertesi sabah Aslı, babasıyla birlikte Hat Sanat Merkezine gidip kaydını yaptırdı. Sevdiği işi yapacağından dolayı çok sevinçliydi
Eve dönünce mutluluğunu annesine şöyle anlatı: “Bundan sonra en güzel tabloları yazıp hat sanatında meşhur bir sanatçı olacağım. Sadece hayal dünyamda kalmayıp bunu çok çalışarak gerçekleştireceğim.
Gerçekten kısa zamanda hat sanatında büyük mesafe kat edip güzel ve hoş levhalar hazırlamaya başladı. Aslı hazırladığı tablolardan bazılarıyla evlerini süsledi. Bir kısmını ise akraba ve arkadaşlarına özel günlerde hediye etti.
Hikayenin Öğrettikleri
1) Yüce Allah insanın zamanını faydasız işlerle geçirmesine razı olmaz. İnsanı daima dünya ve ahiret mutluluğu için Faydalı işler yapmaya teşvik eder. Bundan dolayı Yüce Allah’ımız söyle buyurmaktadır: “De ki; yapacağınızı) yapın! Yaptıklarınızı Allah da, Resulü de, müminler de görecektir.” (Tevbe Suresi, 105)
2) Müslümanın vaktini boşa harcamaması gerekir. Kendine hedefler belirleyerek bu hedefleri gerçekleştirmelidir. Çünkü Yüce Allah, vaktini nasıl geçirdiğine dair her insanı hesaba çekecektir.
3) İnsanın kabiliyetlerine uygun işte çalışması en doğru olanıdır. Böylece daha çabuk mutlu olur.
4) Kişinin kendisine ve toplumuna faydalı olacak işlerle vaktini değerlendirmesi ne güzel şeydir!
EN GÜZEL DİNİ MASALLAR İÇİN BİZİ TAKİP ETMEYE DEVAM EDİNİZ..