Çanakkale bahsi açılır da kahramanlar kahramanı Seyit’ten söz edilmez mi hiç?
Deniz savaşlarının en şiddetli olduğu günler… Rumeli Mecidiyesi adıyla bilinen yerde konuşlanan Türk bataryası düşman gemilerini durmadan taciz ediyor ve onlara korkulu anlar yaşatıyordu. Bunun üzerine düşman bu bataryayı susturmaya karar verdi ve şiddetli bir ateş yağmuruna tuttu. Takım Sybayı Fehmi Bey’in emriyle herkes sığınağa koşuyordu ki, cephaneliğin havya uçmasıyla büyük bir sarsıntı oldu ve herkes yerlere yuvarlandı. Şehitler ve yaralılar vardı. Kimi de sarsıntının şiddetinden kendini kaybetmişti ki, erlerden Seyit de bunlardan biriydi.
Seyit kendine geldiğinde hemen yanında takım arkadaşı Ali’yi gördü ve sordu:
– Arkadaşlar nerede?
– Arkadaşlar mertebelerini buldular, 14 şehid, 24 yaralımız var. Yani ayakta bir senle ben kaldık!
Seyit kalkıp denize doğru baktı; düşman gemileri iyice karaya sokulmuş, taretlerinden alev ve duman yükseltiyorlardı. Tabyanın içinde ise işe yarar bir tane top kalmıştı. Seyit bir gemilere, bir topa, bir de yerde duran ve yaklaşık 270 kilo ağırlığında olan top mermisine baktı. Mermi adeta ona, “Beni namluya sür” diyordu. Arkadaşına seslendi:
“- Gel Ali… Yardım et de şu gülleyi sırtıma alayım!”
“- Kaldıramazsın Seyit!”
“- Bir deneyelim hele!”
Birinci, ikinci, üçüncü deneme derken Seyit arkadaşının da yardımıyla gülleyi sırtına aldı. Sendeleye sendeleye topa doğru yürürken gözleri sanki yerlerinden fırlayacak gibiydi. Ama başardılar… Mermiyi namluya sürüp kamasını kapattılar. Numara eri oldukları için nişan ve yön tayini onların işi değildi ama neylesinler ki başka çareleri de yoktu.
İlk atış uzun düştü. Aynı şekilde ikinci mermiyi getirip attılar, o da kısa düştü. Ama üçüncü mermi onlara en yakın olan “Ocean” isimli gemiye öyle bir vurdu ki hem gemi, hem düşman şaşırdı.
Seyit dördüncü mermiyi sırtına almış; gözleri yuvalarından fırladı fırlayacak halde topa doğru yürüyordu. Yanında iki Alman subayla birlikte ortaya çıkan Batarya Kumandanı Hilmi Bey O’na teşekkür ederken Almanlar Seyit’in o halini görünce adeta hayretten donakaldılar.
Deniz savaşlarını yöneten Cevat Paşa durumu yerinde görmek üzere Rumeli Mecidiyesine geldiğinde artık Seyit’te hal kalmamış, kendini bir ağacın altına zor atmıştı. Cevat Paşa O’nu görüp “Neyin var evlat?” diye sorunca hemen yerinden fırladı, esas duruşa geçti ama gözleri başka tarafa bakıyordu. Komutan sordu:
– Gözlerine birşey mi oldu oğlum?
– Üzülmeyin komutanım, gözlerim göreceğini gördü!..
Durumu anlayan Cevat Paşa sessiz sessiz ağlıyordu.
EN GÜZEL GERÇEK HAYAT HİKAYELERİ İÇİN MASAL SARAYI..