Sebze tarlasında yaşayan bir sürü sebze vardı. Bu sebzeleri tarladan toplayıp satarlardı. Bu zamana kadar birbirinden ayrılmayan on dört tane sebze vardı. Bu on dört sebzenin yedi tanesi yaşlanmışlardı. Bir gece yarısı bu sebzeleri diğerleri uyurken toplayıp pazara götürmüşler. Sabah kalktıklarında yedi sebzenin olmadığını gören diğer sebzeler çok şaşırmışlar. Çünkü yakın arkadaşlarını kopararak pazarda satmaya götürmüşler. Geriye kalan 7 arkadaş bir plan yapmışlar. Mısırcık:
– Biz şimdi öteki arkadaşlarımızı kurtaracağız ama bitkilerden nasıl ayrılacağız?
Yırtık lahana:
– Aklıma bir fikir geldi. Şimdi herkes benim yaptığımı yapsın, dedi.
Herkes lahana gibi kendini bir sağa bir sola sallıyordu. Tam o esnada biber dalından koptu ve “Yaşasın, özgürüm!” dedi. Biraz fazla bağıran biber yavru domateslerini uyanmasına neden oldu. Domateslerin annesinden zor kurtardı kendini. Biberin ardından mısır da özgürlüğüne kavuştu. Bir süre sonra yedi arkadaş da özgürlüğüne kavuşmuştu. Şimdi arkadaşlarını kurtarabilirlerdi. Uzun bir yol yürüdükten sonra pazara ulaşmışlardı. Pazar çok kalabalıktı ve sebzelerin ezilme riski vardı. Sebzeler, sebze tezgahlarına bakarak yürürken arkadaşlarını gördüler.
Tezgahtaki patlıcan patatese : “İnşallah arkadaşlarımız bizi kurtarmaya gelirler.” dedi. Patates ise eminim ki bizim gibi yaşlı sebzeleri kurtarmaya gelmezler, dedi. Tam bu esnada arkadaşlarını gördüler. Patlıcan çok sevindi, patates ise utancından kızardı. Mısırcık, lahana, biber, dolmalık biber, havuç, soğan ve domates hep bir ağızdan “Hey , biz geldik” dedi. Mısır ve havuç üst üste çıkarak sebzeleri kurtarmaya çalışıyordu. Domates de ortalığı kontrol ediyordu. Sebzeler sırasıyla mısır ve havuca tutunarak kurtuldular. Patates tam yakalanıyordu ki havuç son anda onu çekti Aşağıya. Pazarcı da takip etmedi patatesi.
Aşağıya indiklerinde on dört tane değillerdi. Bir tane eksikti. Eksik olan kim diye sordu? biber. Patates boynunu büktü ve az önce eşimiı sattılar, dedi. Alan kadın şu tarafa doğru gitti.
Bunu üzerine bütün sebzeler o yöne doğru koşmaya başladı. Az ilerleyince ilerideki yaşlı kadının elindeki poşetin içinde üzüntülü bir şekilde duran patatesi gördüler. Patatesin kendilerini fark etmeleri için çok bağırdılar. En sonunda poşetteki patates diğer sebzeleri fark etti ve arkadaşlarına “Ne olur, beni kurtarın!” diye bağırıyordu. Karısın gören patates karısına “Seni kurtaracağız” dedi.
Kadını takibe devam ettiler. Kadın sonunda evine geldi. Yaşlı kadın kapıyı açtı. Bahçedeki kedisi eve gelsin diye kapıyı aralık bıraktı. “Şimdi!” dedi havuç. Bütün sebzeler içeri girdi. Patatesi aramaya başladılar. Mutfağa gelince patatesi kadın yıkıyordu. Hep bir ağızdan “Patates, patates” diye bağırıyorlardı. “Buradayım!” dedi patates, beni kurtarın!. Kadın sebzeleri yıkayınca “Sebzeler süzülene kadar biraz dinleneyim, çok yoruldum.” dedi ve içeri gitti. Buzdolabının yanına saklanan sebzeler kadın salona gidince hemen işe koyuldular. Lahana en altta, patlıcan onunu üstüne, mısır patlıcanın üstüne, havuç da patlıcanı üstüne çıkarak bir kule oluşturdular. Patates de onların üzerinden yuvarlanarak aşağıya indi. Sonunda birbirine kavuşmuştu patatesler. Yine on dört sebze olmuşlardı. Fazla zamanları yoktu. Hızla uzaklaştılar oradan. Evin kedisi fark eder gibi olsa da ciddiye almadı sebzeleri. Sebzeler yola koyuldular.
Sebzeler sonunda evlerine yani tarlaya kavuşmuşlardı. Patates arkadaşlarına çok teşekkür ediyordu. Herkes yine mutluydu.
Sıla KONCA
EN GÜZEL UYKU MASALLARI İÇİN BİZİMLE KALINIZ..