Bibit ve Guru yanlarına Kara Eşek’i de alarak Kapa şehrine doğru gitmek için hazırlıklarını yapmaya başlamışlar. Eski şehir çok güzelmiş, bir sürü bilgi de edinmişler. Buradan ayrılmadan önce yanlarına yiyecek ve su almak için dükkanlara uğramışlar. Kapa Şehri’ne gitmeleri ilk yolculukları kadar uzun sürecek bir yolculuk değilmiş.
Sabah erkenden çıkıp gece olmadan varabilirlermiş. O gece son kez ilk duraklarında uyuyup sabah gün aydınlanmadan yola çıkmışlar. Kara Eşek, bir tüccarmış. Şehir şehir gezip bazı ürünler satıyor ve geçimini buradan sağlıyormuş. Her şehre gittiği için hepsi hakkında bilgisi varmış.
– “Peki, Kara Eşek, biz Kapa Şehrinde sence ne kadar kalmalıyız?
– “Eski Şehir’de 2 gün yetiyor herkese ama Kapa Şehri çok fazla tarihi yeri ve önemli tarihi nedeniyle en az 3 gününüzü ayırmanız gerekiyor. Ayrıca buranın yemekleri de çok meşhur. Ben size yardımcı olacağım merak etmeyin.” demiş Kara Eşek.
Bibit, Guru yorulduğu için onu sırtına almış ve yolculuklarına hız kesmeden devam ediyorlarmış. Şarkılar söylemişler, hikayeler anlatmışlar ama en çok da Kara Eşek’in hikayelerini dinlemişler. Kara Eşek gittiği her şehirde farklı bir hikaye farklı bir arkadaş ile karşılaşıyormuş. Kapa Şehri’ne giderken yolda birkaç kervansaraya uğramışlar ve Kara Eşek sayesinde buralarda hiiiiç altın harcamadan kalmışlar ve yemek yemişler.
Son uğrayacakları kervansaray Kapa Şehri’ne çok yakınmış ama bu kervansarayın ayranı çok meşhur diye buraya özellikle uğramışlar. Mis gibi soğuk ayranlarını içiiiip, yolculuklarına devam etmişler.
Kapa Şehri’ne vardıklarında Bibit ve Guru’nun gözleri kocaman kocaman açılmış. Bu şehir öyle farklı bir yapıya sahipmiş ki. O gece ışıkları, ağaçlar, her biri birbirine benzeyen yapılar… Hem özenli hem de çok güzel bir şehir görüntüsü varmış. Hemen dinlenme ve uyumak için Kara Eşek’in sahibi olduğu kervansarayda bir alana yerleşmişler Bibit ve Guru.
Bu kervansaray yolda uğradıklarından çok daha güzel ve özenliymiş aynı şehir gibi. Sabah uyanmışlar ve gözlerini açtıklarında şehre bir daha bakmışlar ve şehir yine harika görünüyor. Hemen kahvaltılarını edip gezmeye başlamışlar. Kara Eşek onlara tüm gün eşlik etmiş. Başta Guru Kara Eşek’e pek ısınamamış ve güvenememiş ama şimdi ona ne kadar haksızlık yaptığını anlamış.
Şehirde o kadar çok yemek yeri varmış ki, bizim gezginlerin bir şey yemekten halleri kalmamış. Kara Eşek onları bir seyir tepesine götürmüş. Orada dinlenirken bir de bakmışlar ki şehrin bir kısmı tadilat içinde. Kara Eşek’de başlamış anlatmaya;
-“Orayı Kapa Şehri’nin sultanı kocaman bir park yapacakmış. Bizim buralar biraz çöl gibi olduğundan su kaynağını ve yeşillikleri sultanımız sürekli değerlendiriyor. O park sayesinde Kapa Şehri daha da büyüyecek ve güzelleşecek. Hem o koca parkın içine bir sürü özel bitkiler dikeceklermiş. Biz hayvanlar için hepsinin yenilebilir ve sağlıklı olmasına da dikkat edeceklermiş. Bütün şehirleri gezdikten sonra buraya bir daha gelin, belki bitmiş olur.” demiş.
Bibit ve Guru kendi şehirlerinin aslında ne kadar özensiz ve çirkin olduğunu dinlenmek için çıktıkları tepede bir kez daha fark etmişler ve tüm ülkeyi gezmeden önce kendi şehirlerine dönüp aynı güzellikleri oraya da yapmak istemişler.
Böylecee Bibit ve Guru uzuun diye çıktıkları bu yolculuktan ikinci şehirlerinden geri dönmeye karar vermişler ve en kısa zaman da Kara Eşek’in oraya gelmesi konusunda sözleşmişler. Bakalım Bibit ve Guru kendi şehirlerini güzelleştirebilecekler mi?
KISA MASALLAR İÇİN TAKİP EDİNİZ..