Pelin, ailesi ile İzmir’den Ankara’ya taşınmıştı. Babasının tayini çıkmıştı. Ankara, İzmir’den çok farklıydı. Yeni bir evleri, yeni bir mahalleleri olmuştu. Pelin yeni okuluna başlamıştı. Okuluna ve arkadaşlarına henüz alışamamıştı. Kendini çok yalnız hissediyordu. Okulda kimseyle oyun oynamak istemiyordu. Yeni okulunda canı çok sıkılıyordu. Pelin İzmir’i çok özlüyordu. Hatta okula bile gitmek istemiyordu. Okulda hep tek başına oturmak istiyordu. Canı çok sıkılırsa kütüphanede kitaplara bakıyordu.
Kış mevsimi geldi. Havalar iyice soğudu. Kar yağmaya başladı. Pelin daha önce hiç kar görmemişti. Her yer bembeyaz oldu. Pelin çok üşüyordu. Pelin merak edip bir kez kara dokundu. “Ayyyy, çok soğuk!” dedi. Bir daha dokunmamaya karar verdi. Pelin, evlerinin penceresinden kartopu oynayan çocukları seyrediyordu. “Üşümüyorlar mı?” diye düşündü. Aslında çocuklar çok eğleniyordu. Kartopu oynuyor, kızakla kayıyorlardı Komşuları, evlerinin bahçesine kardan adam yaptı. Burnu havuçtan, gözleri kömürdendi. Kardan adamın düğmeleri de kömürdendi. Koluna da süpürge taktılar. Çok komik görünüyordu.
Ertesi sabah annesi Pelin’i uyandırdı. “Uyan bakalım. Okula gitme zamanı geldi.” dedi. “Okula gitmek istemiyorum. Kar yağdı anne!” dedi. Annesi, “Kar yağdığında da okula gitmek eğlencelidir.” dedi. Pelin yine de yataktan uzunca bir süre çıkmadı. Annesi bekledi. Sonra Pelin kalktı. Okula gitmek için annesi ile yola koyuldu. “Karın üstünde yürümek çok zor.” diye düşündü. Etrafına baktı. Tüm çocuklar çok mutlu görünüyordu. Öğretmeni okulda kış mevsimi ile ilgili bir kitap okudu. Çocuklar heyecanla, “Öğretmenim lütfen kartopu oynayalım!” dediler. “Peki.” dedi öğretmen. Hep birlikte bahçeye çıktılar. Kartopu oynayacakları için öğretmenleri de en az arkadaşları kadar sevinçliydi. Ama Pelin dışarı çıkmak istemedi.
Öğretmen, “Hep beraber kardan adam yapacağız. Hadi sen de bizimle gel. Arkadaşların kardan adam yaparken sen de onları izlersin.” dedi. Çocuklar birlikte kardan adam yapıyorlardı. Pelin ise onları izliyordu. Kardan adam bitmişti. Pelin, “Hava çok soğuk. Kardan adam üşür. Üzerine bir şeyler giydirelim.” dedi. Tüm çocuklar, Pelin’in bu sözüne şaşırdı. Ali, “Kardan adam üşümez.” dedi. Pelin, “Hayır, üşür. Çünkü hava soğuk.” dedi. Sonra Ceren, “Evet, Pelin haklı! Kardan adam üşür.” dedi. ‘‘Bazı çocuklar üşür, bazıları da üşümez.’’ dedi. Sonunda üşümesin diye kardan adama şapka ve atkı taktılar. Öğretmen, “Evet, kardan adamımız üşümez artık.” dedi. Pelin çok mutlu olmuştu. Pelin, “Kardan adamın adı Havuç olsun.” dedi. Öğretmeni ve arkadaşları bu ismi beğendiler. Kardan adamın adı “Havuç” oldu.
Sınıfa geçtiler. Mutfaktan mis gibi tarçınlı süt kokusu geliyordu. Sütü içtiler. Dışarıdaki soğuktan sonra sıcak süt içmek Pelin’e iyi geldi. Öğretmen, “Çocuklar, şimdi size Kardan Adam Üşümez şarkısını öğreteceğim.” dedi. Şarkıyı öğrendiler ve hep birlikte söylemeye başladılar. Pelin bu şarkıyı çok sevmişti. Pelin’in annesi okula, onu almaya geldi. Ama Pelin, Ali ve Ceren ile beraber evcilik oynuyordu. Tam da en heyecanlı yerindeydi oyunun. Gitmek istemiyordu. “Yarın yine oynarsınız Pelin. Şimdi gitmeniz gerekiyor.” dedi öğretmeni.
Eve geldiler. Pelin, annesine okulda neler olduğunu anlattı. Sonra Havucun resmini yaptı. “Şapkası ve atkısı çok güzel olmuş Pelin! Artık üşümez Havuç.” dedi annesi. Pelin gülümseyerek, “Kardan adam hiç üşür mü anne? Ben başından beri biliyordum zaten.” dedi.
EN GÜZEL ÇOCUK MASALLARI İÇİN BİZİ TAKİP ETMEYE DEVAM EDİN..