Bir zamanlar, yemyeşil ormanların içinde küçük bir tavşan yaşarmış. Beyaz Tavşan çok nazik ve iyiliksevermiş. Her gün ormanın içinde koşar, çiçekler toplar, dostlarına yardım edermiş. Bir gün, ormanda kötü niyetli bir Tilki belirmiş. Tilki, ormanın diğer hayvanlarının masumiyetini fırsat bilerek onları kandırmak istermiş.
Bir sabah, Tilki Beyaz Tavşan’ı görmüş ve ona yaklaşmış. “Merhaba, Beyaz Tavşan,” demiş, “Sana çok güzel bir teklifim var. Gel, ormanın en güzel meyve bahçesini keşfedelim. O kadar tatlı meyveler var ki, senin için onları toplayabilirim!” Beyaz Tavşan, Tilki’nin söylediklerine inanarak hemen kabul etmiş.
Tilki, tavşanı ormanın derinliklerine doğru götürürken kötü bir plan yapıyormuş. Bir süre sonra, ormanın çok uzak bir köşesine gelmişler. Burada, Tilki birden durup dönerek Beyaz Tavşan’a şöyle demiş:
“Bu bahçe aslında yalnızca benim. Eğer buraya gireceksen, önce benden izin alman gerekir.” Beyaz Tavşan şaşkın bir şekilde “Ama sen beni davet ettin, niye böyle söylüyorsun?” demiş. Tilki gülerek, “Burada seni yakalayacağım, tavşan dostum.”yanıtlamış.
Beyaz Tavşan korkarak kaçmaya başlamış, fakat Tilki ona hızla yaklaşmış. Ne yazık ki, Beyaz Tavşan hızla kaçmakta zorlanıyormuş. Ancak birden ormandan bir kuş belirmiş. Şahin, ormanın en güçlü ve en hızlı kuşuymuş. Şahin, Tilki’yi hemen fark edip hızla gökyüzüne yükselmiş. Tilki’nin üzerine doğru hızla uçarak ona korkutucu bir şekilde bağırmış:
“Yeter, Tilki! Masumları kandıramazsın. Hadi, hemen bu ormanı terk et ve bir daha bu hayvanları rahatsız etme!”
Tilki korkarak ormanı terk etmiş ve bir daha asla ormanın hayvanlarına zarar verememiş. Beyaz Tavşan ise Şahin’e teşekkür etmiş:
“İyi kalplilik her zaman kazanır. Sana çok teşekkür ediyorum, Şahin.”
Şahin, “Unutma, Beyaz Tavşan, her kötülük er ya da geç cezasını bulur,” demiş ve gökyüzüne süzülerek uzaklaşmış.
Beyaz Tavşan, ormandaki diğer dostlarıyla birlikte mutlu bir şekilde yaşamaya devam etmiş. Tilki ise kötü niyetlerinden dolayı yalnız kalmış ve ormandan dışlanmış.