Bir varmış bir yokmuş ülkelerin birinde, sinirli ve oldukça da huysuz bir kral yaşarmış. Sarayda herkes ondan çekinir; onunla konuşmaya kimse kolay kolay cesaret edemezmiş. Sadece sarayda yaşayanlar değil, ülkelerin dört bir yanındaki insanların hepsi de kralın ne kadar aksi bir adam olduğunu bilirmiş. Hiç kimse krala gidip de derdini anlatamazmış. Bu durum herkesi korkutuyor ve rahatsız ediyormuş. Oyle ya. insan ülkesinin kralıyla konuşamazsa. ona sıkıntısını anlatamazsa, halkı için kralın ne önemi kalır?
Günler böyle akıp giderken, kral bir gün. ülkesinde bir gezintiye çıkmış. Sokak sokak dolaşıp, ülkesinde neler olup bittiğini gözlemliyormuş. Derken, yolu daracık bir sokağa düşmüş. Sokaktaki eski. ahşap bir ev dikkatini çekmiş. Ev öyle eskiymiş ki. neredeyse yıkılacak gibi görünüyormuş. Kral. bu eski evden yükselen sesleri duyunca durup dinlemiş. Duyduğu sesler, neşeli kahkahalar atan. mutlu insan sesleriymiş. Kral. bir an duyduklarına inanamamış.
Böyle bir evde yaşayan insanlar nasıl olur da bu kadar mutlu olabilir?” diye düşünmüş. Daha sonra, merakına daha fazla karşı koyamayarak içeri girmiş. Evin sahibine, nasıl o kadar neşeli olabildiğini sormuş. “Ben bir kral olduğum halde senin kadar mutlu olamıyorum, diye eklemiş. Ev sahibi olan adam şöyle cevap vermiş:
Sevgili kralım, benim iki tane altın topum var. Bu altın toplar sayesinde eğlenir ve mutlu olurum. demiş. Kral sarayına döner dönmez, adamlarına haber vererek, kendisine iki tane altın top yapmalarını emretmiş. Adamlar ertesi sabah, kralın istediği topları yaptırıp getirmişler. Kral. bu altın toplarla oynamaya kalkıştığında bir tanesini ayağının üzerine düşürmüş; ayağı yaralanmış. Zaten çok sinirli bir adam olduğu için. canı yanınca daha da sinirlenmiş. Hemen haber göndermiş ve ahşap evin sahibini çağırtmış. Kral:
Altın topların seni eğlendirdiğini söylemiştin. Ben de kendime altından toplar yaptırdım, ama hiç eğlenemedim. Üstüne üstlük, ayağımı da yaraladım. Şimdi anlıyorum ki. sen bana sadece yalan söyledin. Adam. krala cevap vermiş:
Benim altın toplarım gerçek birer top değil onlar benim çocuklarımdır. Onlarla oynayarak bütün sıkıntılarımı ve bütün dertlerimi unutuyorum. Böylece, onların varlığı beni eğlendiriyor. Ben bu yüzden mutluyum, yüce kralım.”
Kral bunları duyacağını hiç ummuyormuş; çünkü o. iki tane altın topun, iki tane çocuk olabileceğini hiç düşünmemiş. Adamın söyledikleri kralı çok etkilemiş olmalı ki. o da çocukları çok sevmeye başlamış. O tarihten itibaren, herkes onu sinirli bir kral değil, mutlu bir kral olarak tanımış.
BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ MASALLARI MASAL SARAYINDA..