Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde küçük küçük renkli fincanların olduğu bir mutfak dolabı varmış. Evin sahibi Figen Hanım haftada bir dolapların içini temizler, fincanları yıkar ve dolabı düzeltirmiş. Figen Hanım her sabah itinayla fincanlarının birini alır kahvesini içermiş.
Her gün bir öncekinden farklı bir renk fincan seçer ve onunla kahvesini içermiş. Renkli fincanlar kendi aralarında her gün acaba bugün kimi seçecek diye konuşurlarmış. Renkli fincanların her birinin küçük bir aynası bir de peçetesi varmış. Sabah uyanınca birbirlerini silerler, temizlerler ve aynalarına bakarlarmış. Sarı çiçekli fincan çok süslüymüş. Sürekli ama sürekli aynaya bakar dururmuş. Arkadaşlarına da;
-“Keşke her gün benimle kahvesini içse. Ben hepinizden daha güzel ve süslüyüm.” der dururmuş.
Diğer renkli fincanlar onun bu haline bazen gülerler bazen de hiçbir şey demezlermiş. Ertesi sabah sarı çiçekli fincan uyanmış, her tarafını özene özene temizlemiş ve peçeteyle kendini parlatmış.
Figen Hanımın gelmesini bekliyormuş ama beklerken de dolabın en önüne geçmiş. Bir süre sonra mutfaktan sesler gelmeye başlamış veee dolabın kapağı açılmış. Figen Hanım şöyle bir bakmış,
-“Bugün hangisiyle içsem acaba? Dün kırmızıyla içtim o yüzden bugün sarıyla içeyim.” Demiş kendi kendine.
Sarı çiçekli fincanı almış, sarı çiçekli fincan havalı bir bakış atmış arkadaşlarına. Ertesi gün sarı çiçekli fincan yine kendini dolabın en önüne koymuş. Diğer arkadaşları da;
-“Öne geçeceğim diye bize zarar vereceksin, dikkat eder misin biraz lütfen.” Demişler. Sarı çiçekli fincan hiiiiiç oralı olmamış. Figen Hanım yine onu almış kahve içmek için. Akşam bulaşıklar yıkanıp raflara dizilmiş. Fincanların içindeki en kıdemli olan beyaz yaşlı fincan sarı fincanın diğer renkli fincanlarla konuşmalarını dinliyormuş. Pembe kuşlu fincan;
-“Sarı fincan sen çok bencilsin. Bizleri hiçe sayarak, kırılıp yere düşebileceğimizi düşünmeden hep öne geçiyorsun.” Demiş.
Sarı çiçekli fincan onu duymamazlıktan gelmiş ve sürekli aynadan kendisine bakıyormuş. Beyaz yaşlı fincan dayanamamış ve -“Sarı fincan, güzel arkadaşım. Her gün kendini silmekten, süslemekten ve parlatmaktan renklerin solacak. Kendini yıpratıyorsun, ayrıca sürekli yıkanmak da seni eskitir.” demiş.
Sarı çiçekli fincan yine bildiğini okumuş. Zaman gelip gitmiiiş. Bir gün eve misafir gelmiş, kahve fincanları ortaya çıkmış ve kahveler yapılmış. Figen Hanım fincanları yıkarken sarı çiçekli fincanın renklerinin solmaya başladığını ve tabağının çizildiğini görmüş.
-“Baya eskimiş güzelim fincan. Neyse arkalarda dursun artık, diğerlerini kullanayım biraz da.” demiş kendi kendine.
Sarı çiçekli fincan bu sözleri duyunca çok üzülmüş. Sonra yaşlı beyaz fincanın ve pembe kuşlu fincanın dedikleri aklına gelmiş. Hep kendini ön plana çıkarmanın, arkadaşlarına karşı bencil olduğunu fark etmiş.
EĞİTİCİ MASALLAR MASAL SARAYINDA..