Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal pireler berber iken, ben dayımın beşiğinde tıngır mıngır sallanır iken uzak diyarların birinde çok sevimli bir kız çocuğu yaşarmış. Bu kız çocuğunun adı Rüya imiş. Rüya ailesinin tek çocuğu imiş. Bu yüzden ailesi Rüya’yı çok sever, başına bir şey gelmemesi için hep yanında beklerler, üzerine titrerlermiş. Rüya da ailesini çok sever, onlara hiç yaramazlık yapmazmış. Bir gün okullar yaz tatilinde iken Rüya bahçede oyuncak bebekleriyle oynuyormuş. Birden bire bir ses duymuş. Bu ses sanki bebek ağlaması gibiymiş. Bahçedeki elma ağacının oradan geliyormuş ses. Rüya baştan sesin geldiği yere gitmek istemiş, annesi içeride mutfakta yemek yapıyormuş, babası da işteymiş. Ama daha sonra annesinden izin almadan bir yere gitmemeye karar vermiş. Bebekleriyle oynamaya devam ederken yine aynı sesi duymuş. Rüya iyice merak etmeye başlamış. Daha sonra Rüya bebeklerini yere bırakmış ve sesin geldiği elma ağacına doğru yürümeye başlamış. Elma ağacına geldiğinde bir de ne görsün? Elma ağacının üst dallarından birinde küçücük sapsarı bir kedi yavrusu varmış. Kedi ağaçtan inmek istiyor fakat çok küçük olduğu için de inmeye korkuyormuş. Rüya kediye dönüp ‘’Biraz bekle kedicik! Hemen gidip annemi çağıracağım. O seni oradan nasıl indireceğimizin bir yolunu bulur.’’ Sevimli kedi de sanki Rüya’nın dediğini anlamış gibi bağırmayı kesmiş. Rüya hemen eve doğru koşmuş ve annesini çağırmış.
‘’Annecim! Annecim! Tam bahçede oyun oynuyordum birden bir ses duydum. Elma ağacının oradan ses geliyordu. Gidip bir bakayım dedim. Bir de ne göreyim! Ağacın üzerine çıkmış küçücük bir kedi var. İnemiyor.!’’ Demiş. Annesi Rüya’yı da alıp bahçedeki elma ağacına gitmiş. Gerçekten de ağaçta bir kedi yavrusu varmış. Nasıl yapalım nasıl indirelim bu kediyi aşağıya diye düşünürken aklına bir fikir gelmiş. Hemen kilere gidip oradan uzun bir merdiven almış ve elma ağacına dayamış. Yavaş yavaş merdivenden çıkarak ağaca tırmanmış. Rüya’nın annesini gören kedi birden korkmuş. Kedinin korktuğunu gören anne, ‘’ Korkma yavru kedicik. Bak! Ben seni kurtarmaya geldim. Hadi gel bakalım.’’ Demiş ve eliyle kediye doğru uzanmış. Kedi de kendine zarar gelmeyeceğini anlamış. Rüya’nın annesi yavaşça kediyi ürkütmeden ağaçtan kediyi almış ve yavaşça merdivenlerden inmiş. Bunu gören Rüya o kadar çok sevinmiş ki hemen kediyi kucağına almış. Tüm gün boyunca bahçede kediyle oynamışlar. Rüya bir ip atıyor,kedi de gidip o ipi tutuyor Rüya’ya geri getiriyormuş. Gece olmaya başladığında, Rüya’nın artık eve girmesi gerekiyormuş. Ama Rüya bir türlü kediyi bırakmıyormuş. Rüya’nın çok üzüldüğünü gören babası Rüya’ya sormuş. ‘’Kızım, bu kedi bizimle yaşasın ister misin? ‘’ Bunu duyan rüya çok sevinmiş ve hemen babasına sarılmış. Rüya’nın annesi ve babası kediyi alıp veterinere götürüp aşıları yaptırmışlar, bir güzel temizlemişler, hayvan dükkânına gidip minik kedi için güzel bir yatak almışlar ve eve geri gelmişler. Artık Rüya’nın evcil bir kedisi varmış. Rüya kediyi çok seviyor, eve geldiği gibi direk kedisiyle oynuyor, onunla yan yana yatıyormuş. Kedi ve Rüya birlikte büyümeye başlamışlar. Bir sene sonra kedi hamile kalmış ve 3 tane daha kedi doğurmuş. Bunu gören Rüya daha da çok sevinmiş. Artık Rüya’ların evinde Rüya, annesi, babası ve dört tane de kedisi hep birlikte yaşıyorlarmış. Uzun yıllar boyunca mutlu mesut yaşamaya devam etmişler. Bu masal da böyle sona ermiş.
EN GÜZEL KISA MASALLAR İÇİN BİZİMLE KALINIZ..