Yaramaz mı yaramaz, sabırsız mı sabırsız bir çocuk olmasıyla bütün mahallenin tanıdığı Acer, her hafta sonu büyükannesini ziyarete giderdi. Büyükannesinin geniş mi geniş bahçeli evinde her çeşitten bulunan bitkiler Acer’in ilgisini çok çekerdi. Büyükannesi bunu bildiğinden Acer geldiğinde bahçedeki yapılacak tüm işleri ona verir ve Acer de bu işleri yapmaktan memnuniyet duyardı. Hatta bütün işleri bitirir sonrasında tekrar kendine iş bile yaratırdı. Her ne kadar herkes sabırsızlığıyla Acer’den şikayetçi olsa da Büyükannesi bu huyunu yenebileceğini düşünüyordu ve ona bu konuda yardımcı olmak istiyordu. Büyükanne Acer’in bitkilere olan ilgisinden dolayı ona bir sürpriz yaparak kaktüs aldı. Evet sabretmeyi kaktüs ile öğretecekti.
Büyükannesi Acer’e sürpriz yapmak için aldığı kaktüsü pencerenin kenarına koymuştu. Acer bahçeyi sulama görevini yerine getirdikten sonra Büyükannesinin ona hazırladığı lezzetli kurabiyeleri yerken pencerenin önündeki bir bitki gözüne çarptı. Ve kurabiyeyi bir hışımla tabağa geri bırakıp bitkinin yanında soluğu aldı. Acer bu çıkıntılı bitkiyi daha önce hiç görmemişti ve nasıl bir şey olduğunu bilmiyordu, meraklı Acer öğrenmek için dokunmak istedi. O da ne Acer’in eline bitkinin dikenleri battı ama yaramaz Acer durur mu? Yine de bitkiyi incelemeye devam etti. Büyükannesi Acer’in bitkiyi incelediğini görünce gülümsedi ‘’Acerciğim sana bir sürpriz yapacaktım fakat sen çoktan fark etmişsin. O bir kaktüs ve dikenleri eline batıp canını yakabilir. Dikkatli olmalısın’’ dedi.
Acer sevinçli ve heyecanlı bir şekilde büyükannesine ‘’Büyükanne bunu bana mı aldın? Teşekkür ederim. Ne kadar da değişik bir bitki ilk defa görüyorum bahçende bundan hiç görmemiştim’’ dedi.
Büyükannesi ‘’Evet Acer bitkilerime baktığın için sana küçük bir hediye vermek istedim. Kaktüs bir çöl bitkisidir. Susuzluğa uzun süre dayanması ile bilinir.’’ dedi.
Acer sevinerek ‘’Kaktüsü çok sevdim büyükanne hemen eve götürüp ona güzelce bakacağım’’ dedi. Ve bitkisini alarak hızlıca büyükannesinin evinden çıktı. Az daha sabretseydi Acer bu bitkinin özelliklerini öğrenip fazla su verilmeyeceğini öğrenecekti. Ama Acer’in sabırsızlığıyla tanındığını en başında belirtmiştim.
Acer kaktüsüne hemen alışmış ona çok özen göstererek bakmıştı. Her gün özene bezene suluyordu kaktüsünü ve büyümesini dört gözle bekliyordu. Ama o da ne! Tam tersi kaktüsün kökleri çürümeye başlamıştı. Acer bu durumun neden olduğunu anlamamış ve üzülmüştü. Bu sorunu sadece büyükannesinin çözebileceği aklına geldi ve durumu bildirmek için koştura koştura elinde kaktüs ile Büyükannesinin evine vardı.
Büyükannesi uzaktan Acer’in elinde kaktüsle ona doğru yaklaştığını görünce olayı anlamıştı. Ama ele vermemek için merak etmiş gibi davranarak Acer’in telaşlı halini görünce ‘’Ne oldu Acer? Neden böyle soluk soluğasın?’’ diye sordu.
Acer ’’Büyükanne, büyükanne’’ diyerek nefes nefese kaldı.
Büyükannesi’’ Söylesene evladım bir şeyin yok ya?’’ Diye sordu.
Acer ‘’Benim bir şeyim yok büyükanne ama kaktüsün var.’’ diyerek üzgün bir şekilde elindeki kaktüsü gösterdi ve devam etti ‘’Her gün özenle baktım ona dikenleri elime batmasına rağmen sevdim ama kökleri çürüdü.’’
Büyükannesi ‘’Acer peki su verdin mi bitkine?’’ diye sordu.
Acer ‘’Vermez olur muyum büyükanne. Hem de her gün su verdim. Neden böyle oldu hiç anlamadım’’ dedi kızgın bir ifadeyle.
Büyükannesi onun bu üzgün ve kızgın haline bir kahkaha atarak ‘’Ah be evladım kaktüs her gün sulanır mı hiç? O bir çöl bitkisi demiştim ya’’ dedi.
Acer ‘’Büyükanne ben kaktüsün hemen büyümesini istediğim için her gün suladım hem sende bitkilerini her gün suluyorsun ama bir şeycikler olmuyor. Bitki sulamadan büyür mü hiç?’’ Dedi.
Büyükannesi ’’Kaktüs bitkisi gövdesinde su depolar, yani fazla yağış ve su istemez. Bu yüzden çöllerde bulunan bir bitkidir. Her gün sulamayla bitkini büyütmekten ziyade ona zarar vermiş olursun.’’ dedi.
Acer ‘’Peki bu bitki nasıl büyüyecek büyükanne’’ dedi.
Büyükannesi ’’Bunun çok basit ama bir o kadar da zahmetli bir formülü var Acer. Zaman, Sabır ve Sevgiyle büyütebilirsin kaktüsünü. Birinden birini eksik edersen kaktüsün maalesef daha kötü bir halde olabilir.’’ dedi.
Acer başını onaylayarak salladı ve ‘’ Peki büyükanne söylediklerine uyacağım. Kaktüsümü iyileştirebilir misin?’’ Diye sordu.
Büyükannesi ‘’Elbette Acer ama sen de her gün sulamayı bırakmalısın artık olur mu?’’
Acer ’’Peki büyükanneciğim’’ dedi.
Acer kaktüsün özelliklerini öğrendiği için çok mutlu oldu ve büyükannesi kaktüsü iyileştirip tekrardan Acer’e teslim etti.
Günler geçmek bilmiyordu sanki. Acer sürekli kaktüsünün büyümesini istiyordu ama her gün su verirse kaktüsün tekrar köklerinin çürüyeceğini biliyordu. Acer bu durumdan rahatsız olmaya başlamıştı. Çünkü sabretmesi gerekiyordu… ve o sabredemezdi…
Acer’in bu halini gören annesi Büyükannesinin yanına gitti.
Acer’in annesi ‘’Anneciğim Acer çok sabırsız bir çocuk. Kaktüse bakabileceğini sanmıyorum. İstersen onu kırmadan güzel bir şekilde bitkini geri isteyebilirsin’’ dedi.
Büyükannesi ‘’Hayır kızım ben zaten Acer’e bilerek kaktüs bitkisini verdim’’ dedi.
Annesi kafası karışmış şekilde ‘’Nasıl yani? Bakamayacağını bildiğin için mi verdin’’ dedi.
Büyükannesi ‘’Hayır kızım. Acer bu bitkiyi çok sevdi ve ona bakarken sabretmeyi de kaktüs ile öğrenecek. Acer’e biraz zaman tanıyalım. Her şey yoluna girecek ben inanıyorum’’ dedi.
Annesi büyükannesinin bu düşüncesini çok beğendi.
Gel zaman git zaman Acer gerçekten de eskisi gibi bitkinin bir an önce büyümesi için değil de sağlıklı bir şekilde büyümesi için elinden geleni yaptı. Sabırla haftada bir su verdi ve bekledi.
Kaktüs büyürken, Acer’de kaktüsüyle beraber büyüdü ve sabretmeyi öğrendi. Mahallenin tanıdığı o sabırsız ve yaramaz çocuk değildi artık.
Bir şeylerin zaman içerisinde, sevgi ve sabırla olmasını gerektiğini öğrenen Acer kaktüsüne o kadar güzel baktı ki kaktüsü gün geçtikçe büyümeye ve gittikçe güzelleşmeye başladı.
Ve nihayet Acer’in kaktüsü istediği kadar büyümüştü. Acer büyükannesine kaktüsün son halini göstermek için annesine ‘’Anneciğim kaktüsüm tam on iki metre oldu. Büyükannemin de büyüdüğünü görmesini çok istiyorum. Ama kaktüs büyüdüğü için tek başıma taşıyamam bana yardımcı olur musun?’’ diye sordu.
Annesi ‘’Elbette Acer seve seve olurum. Çok özen göstererek büyüttün kaktüsü, büyükannen artık görmeli’’ dedi. Ve Annesi Acer ile Kaktüsü alıp Büyükannenin evinin yoluna koyuldular.
Bahçeyi sulayan büyükannesi Acer’i görünce kaktüse bakıp ‘’’Tebrik ederim seni Acer kaktüsüne çok güzel bakmışsın. Ne kadar da büyümüş’’ dedi.
Acer ‘’Evet büyükanne çok özenle baktım’’ dedi.
Büyükannesi ‘’Peki kaktüsünün bu kadar büyümesinin bir sırrı var mı Acer? Eğer benimle paylaşırsan ben de bu sırrı bitkilerim için kullanabilirim’’ dedi.
Acer ‘’Tabii büyükanneciğim bu üç formül ile mümkün’’ parmaklarını göstererek saymaya başladı. ‘’Zaman, sabır ve sevgiyle’’ dedikten sonra annesi ve büyükannesi gülüştüler.
Büyükannesi ve annesi Acer’in bu davranışı karşısında çok etkilendiler. Acer artık sabredebilen bir çocuktu.
Büyükanne Acer’in elinden tutarak ona yeni ektiği bitkileri gösterdi. Acaba bu sefer hangi bitki Acer’e bir şeyler öğretecekti…
EN GÜZEL ÇOCUK MASALLARI İÇİN BİZİMLE KALINIZ..