Ahmet ve Hasan isimli kardeşlerin kuzenleriyle birlikte Işıklar Diyarındaki maceralarının üzerinden baya bir zaman geçmişti. Akıllarında güzel anılar, büyülü bir macera ve oranın halkı tarafından onlara hediye edilen sihirli taşlar kalmıştı.
Havaların hafifçe soğumaya başladığı bir perşembe günü babaları çocuklara,
– Hafta sonunu köyde, anneanne ve dedenizle geçirmek ister misiniz?” diye sormuş.
Çocuklar da evet çok isteriz demişler ve yarın okuldan sonra babaları onları okuldan alıp doğruuuuu köye götürecekmiş. İki kardeş akşamdan hazırlamışlar eşyalarını ve çantalarının en üstüne de o sihirli taşları koymuşlar.
Okul hariç nereye gitseler o sihirli taşları mutlaka yanlarına alıyorlarmış. Ertesi gün okul bitmiş ve 2 saatlik bir yoldan sonra köye varmışlar. Dede ve anneanneleri onları bir sürü yiyecekle karşılamışlar. Sürekli gelen olmadığı için ikisi de çok mutlu olmuşlar. Babaları eşyaları indirmiş, onlarla vedalaşıp geri şehre dönmüş. Çocuklar ellerini yıkayıp yemeklerini yemişler.
Yemekten sonra, dedeleriyle birlikte bulmaca çözmüşler ve sonra biraz etrafta dolaşmak için dışarı çıkmışlar. Hasan’ın birden aklına çantalarındaki renkli taşlar gelmiş ve hemen çantalarından çıkartıp ceplerine koymuşlar. Eğer taş ışıldarsa orada da gizli kapı var demekti çünkü.
Köye her zaman gelirler ama yine de dedeleri onları çok fazla uzaklaşmamaları için uyarmış. Dedelerine söz verdikten sonra etrafı dolaşmaya başlamışlar. Belki köy arkadaşları da hafta sonu için gelmişlerdir diye etrafta gezerken, ağaçların sık olduğu bir sokağa girmişler. Onlara tavuk, tavşan, kedi, köpek ve horozlar eşlik ediyorlarmış.
Hasan tavşanı severken birden cebinde bir hareketlenme olduğunu fark etmiş. Elini cebine atmış ve taşı çıkartmış, Ahmet de aynı şekilde taşı çıkartmış. Kardeşler taşlara bir bakmışlar ki taşlardan ışıklar çıkmaya başlamış. İki kardeş çok heyecanlanmış ve,
– Demek ki burada büyük bir demir kapı var Hasan.”
– Evet Ahmet, bu bir işaret.”
Kardeşler etraflarına bakarak dikkatli yürümeye başlamışlar. Biraz daha ilerleyince iki ağacın arasında kocaman siyah demir bir kapı görmüşler. Kapının yanına gidip hemen heyecanla açmaya başlamışlar. Kapı açılmış ve ilk sefer ki gibi bol ışıklarla ışıklar diyarı onları karşılamış. İki kardeş sihirli taşları sayesinde kendilerini yeniden o büyülü, rengarenk dünyada bulmuşlar.
Çocukların gözleri ışıl ışıl bir şekilde etrafa bakmaya başlamışlar. Onlar gibi bir sürü çocuk ışıklar diyarındaymış. Herkes oyunlar oynuyor, kitap okuyor, şeker yiyor ya da uçan arabalarda geziyorlarmış.
Çocuklar arasında kendi arkadaşlarını görmüşler hatta, bir sokak ötede oturan Damla adındaki bir kız onlara gülerek selam vermiş.
İki kardeş şaşkınlık içinde gülümseyip Damla’ya selam vermişler. İki kardeşi ilk geldiklerinde onları karşılayıp ışıklar diyarını gezdiren, onlara yardımcı olan uçan arabadaki amcayı görmüşler, konuşmuşlar.
Sonra biraz ileride bir kalabalık görmüşler, yaklaşmışlar ne oluyor diye bakmışlar. Çocuklar kendi aralarında puzzle yarışması yapıyorlarmış. Bakmışlar kendi arkadaşları da kalabalığın içinde iki kardeş de yarışmaya katılmaya karar vermişler. 7’şer kişilik 3 ekip varmış ve kim daha önce puzzle bitirirse Işıklar Diyarı kraliçesi ile tanışma fırsatı yakalayacaklarmış.
Orada bulunan süperman kıyafeti giymiş bir çocuk yarışmayı başlatmış. Her ekipten 4 kişi parçaları renklerine göre ayırıyor, 3 kişi de kartona yapıştırıyormuş. Hasanla kardeşinin olduğu ekip daha seri ve pratik bir şekilde hareket ediyorlarken diğer grupta birden kavga çıkmış.
– Ya çok yavaşsın, sana parçaları ayırıyoruz hala kartona yerleştiremiyorsun.
– Renkler karışık ne yapabilirim. Ayrıca bunun için bağırılır mı?
– Senin yüzünden kazanamayacağız çünkü!
Bir grup böyle kavga edince diğer gruplar puzzleları bırakıp onların yanına gitmişler. Bu sırada da bir görevli gelmiş ve,
– Çocuklar herkea kraliçe ile tanışabilecek ama burda amaç kraliçe ile tanışmak ya da birinci olmak değil ki. Sizler hiç tanımadığınız insanlarla bile bir ekip olunca çalışabiliyor musunuz? Onlara ekipten olduğu için güveniyor musunuz bunları anlamanızı istedik.
Lütfen şimdi birbirinizden ve herkesten özür dileyip yarışmaya devam edin. Gruplar yarışmaya devam etmiş sakinleşip ve Hasan’la Ahmet’in olduğu grup puzzleı tamamlayan ilk grup olmuş.
Bütün çocuklar birbirlerine kocaman sarılmışlar ve birbirlerine yarışma için teşekkür etmişler. Eğer birlik olursak her işi daha kolay ve çabuk halledebiliriz çocuklar unutmayın.
EĞİTİCİ MASALLAR MASAL SARAYINDA..