O gün hava çok güzeldi. Menekşe sokağındaki trafik lambasının canı çok sıkılıyordu. Her gün aynı şeyleri yaptığını ve kimsenin onu fark etmediğini düşünüyordu. Bir oyun oynayacaktı. Kırmızı yanması gereken lambayı…
Bir varmış, bir yokmuş. Bir işte çalışmayan, gezip dolaşmayı seven bir Keloğlan varmış. Bu Keloğlan komşu kasabada gezerken, tellanın sesini duymuş: ” Ey ahali, duyduk duymadık demen, yola çıkıverin hemen,…
Neslini devam ettirmek,Doğanın verdiği görevleri yerine getirmek,Tüm canlılar için kuraldır. Sorumluluğunu yerine getirmek amacıylaKuluçkaya yatmış, bir akbaba.Gah eşi ısıtmış yumurtayıGah kendisi.Ağacın dalları arasında,Bazen yağmur yağmış üzerlerineBazen kar yağmış.Beş buçuk ayı…
Uzun yıllardır yaptıkları önemli muz günü festivalini yani muz festivalini bu senede yapacak olan Lemur familyası kendi içinde yaşadıkları kararsızlıklar sonucu bir türlü ne yapacaklarına karar verememişler. Diğer hayvanlarda bize…
Eskiden beri ülkemizde en çok dinlenen türkülerin başında gelen Mihriban türküsü Abdurrahim Karakoç’un kaleminden çıkmış değerli bir eserdir. Musa Eroğlu’nun sesiyle bütünleşmiştir. Musa Eroğlu ile dinlenmeye başlanan bu türkü birçok…
Bir varmış bir yokmuş. Sokaklarda yaşayan bir sürü canlının olduğu kocaman, insanlarla dolu bir şehir varmış. Bu şehre her gün binlerce turist gelirmiş. Kalabalık olan şehir daha da kalabalık olur,…
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zamalarda, uzak ülkelerin birinde güzel bir Çocuk Adası varmış. Bu adada yemyeşil ağaçlar, çeşit çeşit hayvanlar ve tabii birbirinden akıllı çocuklar varmış. Günlerden bir gün…
Çok eski bir Türkü olsa da, sanki dün dillere düşmüş gibi bir havası var. Türkü Oğuz Türkleri tarafından bayatı tarzında, yedi heceli edebi tarzda yazılmıştır. Çok sade bir şekilde yazılmış…
Bu hikaye Ebu Muhammed Şenbeki ve Ebu Bekr el-Betaihi ve bir arslan arasında geçiyor. Bizim nasibimize düşen rızklar ve bunları elde etmek için alabileceğimiz risklerle ilgili. Tabi ki aynı zamanda…
Elsa’nın HediyesiErindel Krallığı, sessizce yağan karla beyaza bürünmüştü. Kar taneleri çocukların burnunu gıdıklıyor ve dillerinin üzerinde eriyordu. Erindel halkı, sokaklarda aceleyle yürürken derin, toz halindeki kara batıp çıkıyordu. Herkes karın…