Bir varmış bir yokmuş, bir padişah varmış. Bu padişah kırk perili denen bir memlekette bir kız sevmiş. Kıza Yarım Elma derlermiş. Padişah az uğraşmış, çok uğraşmış, bu kızı bir türlü…
Yine güzel bir yaz sabahı. Küçük Dilara komşularının horoz sesiyle uyanmıştı yine. Dilara’ya göre horozlar hep bu işi yapardı,çünkü onlar erkenden uyanır güçlü ve gür sesleriyle insanları uyandırırlardı. Tıpkı horozların…
Bir varmış bir yokmuş vaktile arkadaş üç köse varmış. Adları da birbirinin aynı imiş. Bunlar, bir müddet hırsızlık yapmışlar. Nihayet bir şehre varınca, içlerinden birisi artık bu işin dibi yoktur;…
İlkbahar kadar güzel olan uykusu, güneşin sarı saçlarını yüzünde hissetmesiyle çok uzaklara kaçmış. Evin küçüğü, uyanır uyanmaz elini, yüzünü yıkamak için banyoya koşmuş, yatağında oyalanmamış. Bir yandan yüzünü yıkamış bir…
Bir gün, küçük tay su içerken ayağı takılarak göle düşmüş. Yüzme bilmeyen küçük tay, bir dal parçasına tutunmuş. Eğer çırpınırsa sürükleneceğinden korkarak, etrafına seslenmeye başlamış: “İmdat! Yardım edecek kimse yok…
Şu insanoğlu başımdan gitse de biraz soluk alsam. Sabah erkenden geldi, bir türlü gitmek bilmedi. Ne anlar bilmem ki, öyle dikkatli dikkatli yüzüme bakmaktan? Sert baktım olmadı, yumuşak baktım olmadı….
Eski zamanlardan birinde Ali adında bir genç yaşarmış. Doğduğundan beri köyünden dışarı çıkmamış. Duyduğu, gördüğü, bildiği hep köyüne ait şeylermiş. Kendisi başkalarının işine karışmaz, kimse hakkında kötü söz söylemez, babadan…
Kocamış bir tilki, ama dişlilerden,Bir hayli tavuk, tavşan yemişlerden,Tuzağa tutulmuş sonunda; ve nasılsa kurtulmuş. Kurtulmuş ama, kuyruğu da bırakmış kapanda. Utancından ölecek… Ne yapsın? İstemiş bütün tilkiler de ona benzesin……
La fontaine masallarından kısa bir masal örneği; İki katır yürüyormuş yan yana,Biri yulaf yüklüymüş, biri para:Köylülerden tuz vergisi toplamışlar,Koca bir heybe dolusu mangır.Para yüklü katırda bir çalım, bir çalım,Başı havalarda,Boynunda…
Günlerden bir gün, tarla faresinin canı sıkılmış, gezintiye çıkmış. Zavallıcık başına gelecekler ne bilsin, kalkmış, bir kurbağayla arkadaş olmuş. Bu kurbağanın niyeti hiç iyi değilmiş. Dostluk nişanesi olarak, farenin ayağını…